Başarıdan söz edildiğinde aklınıza ne gelir? Elbette “çalışmak” diyeceksiniz. Bence de… Bazen bin bir güçlüklerle başaran insanların geldiği mevkilerde kalması daha da fazla çalışmasından kaynaklanır. Bir Latin Atasözü şöyle der: “Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” Başarmak kadar, zirveye çıkmak ve orada kalmak da önemlidir. Zirveye çıkan yollar düz olmaz. Bu serüvende çoğu zaman çok tehlikeler atlatırsınız… Zirveye ulaştığınızda, derin bir nefes alıp, Moliere’nin sözünü mutlaka düşünün: “Güçlükler başarının değerini artıran süslerdir.” İnsanoğlu yaşamı boyunca çalışarak kazandığı başarının dışında keyif alacağı, onu bir yerlere götüreceği olaylarla kesinlikle karşılaşmıştır. Bazıları çok şanslıdır; anneden, babadan, dededen, atasından… Çalışmaları gerekir mi? “Her zaman” cevabına gülüp geçenler mutlaka çoğunluktadır. Ne var ki; atalarımız bu olasılığa karşı “Hazıra dağ dayanmaz…” sözünü kulağınızda küpe olsun diye üretmişlerdir… İşin güzelliği; alın terinin akıtılarak, adım adım ilerlemek olsa gerek. Şöyle bir sportif olaylara baktığınızda bir kazanıp, bir kaybeden takımın şampiyon olduğunu duydunuz mu?.. Uzun lig maratonunda, kazanmadığın zaman kaybedersin… Bu maç da olur, şampiyonluk da… Zafere giden yolda istikrarın önemi o kadar fazladır, anlatılamaz. Ancak içinde olup da yaşayanlar bilir bunu… Etrafındakiler sadece hisseder. Şimdi bir göz atalım liglerin puan sıralamasına. Elbette bugün için söylüyorum. Yarına garanti veremem. Altay kaybettiği maçları kazanmış olsa, zirvedeydi… Karşıyaka peş peşe kaybetmese zirvedeydi… Altınordu basit puan kayıplarına uğramasa zirvedeydi… Göztepe kazanıp, kaybederek yürüyor. Orta sıralarda… Kazandığından fazlasını kaybedenler altlarda… Manisa FK hep kazanıyor. Yeri neresi: Zirve… Bu iş bu kadar basit!.. İki artı iki; eşittir dört! Buradan alınacak ders; kazanmaktan başka çarenin olmadığı… Onun için ne yapacaksınız? Daha çok çalışmak, aklını kullanmak ve kazanmak!.. Yazıda sık sık tekrarladığım örnek için eğitimci yazar Anthony Trollope de “Çalışmadaki devamlılık, her güçlüğü yener” demiş… Bugün bunun sadece takım sporlarında olduğunu zannetmeyin. Bireysel sporlarda da durum aynıdır. İstikrarı yakalayanlar mutlaka üst düzeyde kendilerine yer bulurlar. Futbol, basketbol, voleybol, hentbol, atletizm ve diğer branşlarda yıllardır zirvede kalmanın sırrını “çalışmak” olarak vurgulayanlar her zaman alkışı hak etmiştir. Takım programının dışındaki bireysel antrenmanlardaki çalışma her zaman büyük artıdır. Pınar Karşıyaka’da Ufuk Sarıca’nın başarısı “daha fazla çalışmak”tan geçer. Eğer yakaladığı bir küçük başarıyla “benden bu kadar” deseydi, bugün nice yok olan antrenörler listesine adını ekleyebilirdi… Necip Fazıl Kısakürek’in sevdiğim bir sözüdür “Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak gerekir.” Ülkemizde bu sözlere uyanların haddi hesabı olmamalı. Bugün yaşadığınız kente şöyle bir göz gezdirecek olursanız, istikrar abidesi durumundaki kişileri de görmek olasıdır. Memleketim Akhisar’da Halil İbrahim Doğan Şoförlerin başkanı… Ben Akhisar’dan İzmir’e geldim. O koltuğa oturdu halen kalkmıyor… Dostlara her sorduğumda “Çok başarılı” cevabını veriyorlar. Kadim dostum, her sözüne çok güvendiğim Ufuk Merde, “Halil İbrahim başkanlığı dört dörtlük yapan, işi için, meslektaşları için çok çalışan adeta istikrar abidesi” diyor… Ufuk dediğine, benim de gözlediğime göre aynen öyle… Manisa’da Gazeteciler Cemiyeti ve Manisaspor’un eski başkanı Ertuğrul Aytaç da “tuttuğunu koparan” ve her dönemde gündemde olan, yaptığı her işte başarının doruğuna yükselen birisi. Görevi üstlendiğinde yan gelip yatmıyor, çalışıyor… Altınordu AŞ Başkanı, kendi deyimiyle “armanın emanetçisi” olan Seyit Mehmet Özkan, Altınordu A Takımının 1. Ligde zirveye oynatmasının tek nedeni “çalışması ve istikrara inanması…” Düşünün bugün 483 yabancı futbolcu olan ülkemizde tamamen Türk oyuncularla mücadele eden ve zirve yarışında olan tek takım Altınordu… Teknik direktörü Hüseyin Eroğlu da dile kolay 2012/13 sezonundan bu yana dümenin başında… Aynen “Akan su yosun tutmaz” misali… Onu orada tutan başarısının çalışma azmiyle gelmesi… Çalışmasa Mehmet onu yanında tutar mı? Yaşamlarının etkisi futbol olan, burada sağladıkları başarıyı iş dünyasında da devam ettirenlerden söz etmek de gerekirse, şöyle etrafımıza baktığımızda Mahmut Özgener’i göreceğiz. Şu an İzmir Ticaret Odası Başkanı. Ender Yorgancılar EBSO Başkanı… Fenerbahçe ve Altay’ın efsane kalecisi Can Barhan; baba mesleğini, kaleciliğinden sonra atıldığı iş dünyasında başarmanın ne olduğunu kanıtlayan bir iş adamı… Yaşadığım kentte kaymakam Ali Rıza Çalışır’ın çalışkanlığını örnek verebilirim… Ekibi de onu rol model almış olacak ki, hızına ayak uydurmuş… Hepsi başarı için adeta yarışıyor… Karşıyaka Müftüsü İsa Gürler… Aydınlık düşünceleri, dini bilgisi, güler yüzü ve çevresiyle iletişimi onu ve temsil ettiği kurumu bir adım değil, birkaç adım öne çıkarıyor… Yazılarını okumanızı kesinlikle öneriyorum… Karşıyaka Milli Eğitim Müdürü Mustafa İslamoğlu’nun eğitim için çabalarını es geçemeyiz. Eğitimde kaliteyi yakalayan ve yakalatanlardan… Karşıyaka Halk Eğitim Müdürü Suat Korkmaz’ın çalışkan ve yaratıcı yapısı, Karşıyaka Nüfus Müdürü Ertuğrul Öcek’in Eskişehir, Manisa’dan sonra kısa sürede kuruma kazandırdıkları… Çalışanlarıyla birlikte tatil günleri kolları sıvayıp Karşıyaka Nüfus Müdürlüğünün çehresini nasıl değiştirdiğini gördünüz mü? Ya hizmeti… Şimdi güler yüzleri görmek olası her masada… Kamil Karadeniz’in Türk Kızılay Karşıyaka Şube’sine başkan oluncaya kadar Karşıyaka’da Türk Kızılay şubesi olduğundan bihaberdi herkes… Çoğu kapandı biliyordu ama devam ediyordu. Ne zaman Karadeniz geldi, adeta dev dalgalarıyla ilçede ihtiyaç sahiplerine yardım yağdırdı… “7/24 hizmet” derler ya… Bu söz Kamil Karadeniz’e adeta yapıştı… Karşıyaka Gençlik Spor İlçe Müdürü Musa Yelek’in yoklardan var ettiği spor branşları ve hizmet aşkının sırrı tek kelimeyle çalışkanlığı… Kort içinde yaptırdığı sporlar için mucize değil, aklın yolunu seçti. Çalıştı, çalıştırdı ve başarıyı yakaladı. J. Keth Moorhead’in dediği gibi “Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.” Noktayı Walt Disney’in şu sözüyle koymak istiyorum: “Başarının yolu, konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır.”