Betpasgiris.vip restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com güvenilir casino siteleri casino siteleri deneme bonusu deneme bonusu nakliyat

sporgüncel spor haberlerifenerbahçegalatasaraybeşiktaştrabzonspor
DOLAR
34,0821
EURO
38,0427
ALTIN
2.836,59
BIST
9.975,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
25°C
Pazar Hafif Yağmurlu
24°C
Pazartesi Az Bulutlu
26°C
Salı Açık
27°C

Lütfü ÖZEL

ozellutfu@gmail.com Gazeteciliğe Yankı Dergisi'nde başladı. Ankara Ün.SBF ve AÜ. İkt. Fak. bitirdi. Gelişim Grubu'na, Hıncal Uluç'un ekibine girdi; Burada Söz Gazetesi ile birlikte aralarında Gelişim Spor, Erkekçe, Kadınca, Nokta gibi dergilerin bulunduğu yayınlarda, Sabah Grubu'nun Aktüel, Para dahil bütün dergilerinde, Yeni Yüzyıl, Radikal/Fanatik ve 16 yıl sürecek Vatan Gazetesi'nde muhabir, büro şefi, haber müdürü, temsilci olarak görev yaptı. Bu arada Ankara Radyosu, Türkiye'nin Sesi Radyosu, TRT 1, TRT 2, TRT Spor ve TRT Türk kanallarında yorumcu ve moderatör olarak çalıştı. NTV ve NTV Spor başta olmak üzere pek çok tv kanalında spor yorumcusu olarak yer aldı. 12 yıldır Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Spor Gazeteciliği dersi veriyor. Halihazırda TRT SPOR ve TRT Ankara Radyosu’nda spor yorumcusu olarak yer alıyor.

SÜPPPER LİG SÜPPPER

22.04.2021
0
A+
A-

Avrupa’nın en şahane kulüpleri Amerikalı bir şirketle sırt sırta verip “Süper Lig” namlı bir oluşuma geçtiler. İki günde yerle bir oldular ama. Milyar Euro’lar havada uçtu. “İştah kabartalım da katılımı 20’ye tamamlayalım” der gibi. PSG, Bayern Münih uzak durdular. Her taraftan bir ses geldi. Ortalık yıkıldı. Ama şimdi durulduğu için iki kelam edelim dedik.

Dört aşamada dikkat çekiciydi olan biten.

İlki romantik futbol yanlılarını kapsıyor. Onlar “bir amatör takımın Liverpool’u yenme ihtimaline aşıktılar. Geçmiş de bunun gibi yüzlerce, binlerce öyküyle doluydu. Futbolcular, antrenörler, kulüpler, maçlar, deplasmanlar hatta hakemler, skorlar.. Yıllar geçse bile roman yazılacak, filmler çekilecek kadar değerli ve önemliydiler. Bu romantizm temelli açıklamalar geldi art arda. Ve kestirilip atıldı; “asla olmaz, futbol paraya satılamaz.” Ama sahalarında yenildikleri takımı yakarak, döverek, saldırarak yolladıkları, silahla saldırı dahil her türlü şiddeti göstermekten geri kalmadıklarını biraz unutarak dile getirdiler bu duygularını. Özetle taraftar dahil, sevenleri “romantizm” ağırlıklı bağırıp çağırdılar.

İkinci aşamadaki süreç gerçeğe daha yakındı.

“Diğer” kulüpler 12’lerin gücünden daha doğrusu varlıklarından nemalanıyorlardı. Onların olmadığı ligi, ligleri kimse izlemezse büyük gelir kaybı oluşur ve batarlardı özet itibariyle. Onların da iyi futbol, iyi oyuncular ortaya koyarak, çıkararak kendi pazarlarını yaratma diye bir dertleri yoktu. Aynı bizdeki yabancı futbolcu sayısına karşı çıkanların temeldeki gerekçeleri gibi; “armut piş ağzıma düş”. Asalak bir bakış açısı daha açık bir deyişle. 12’ler de “bize ne sizden” dediler sonuçta.

Üçüncüsü ama zurnanın zırt dediği yer ise UEFA ve FİFA’nın zırlamasıydı. Çok büyük ama çok büyük tepki verdiler. İngiltere Başbakanı Boris Amca, “İngiliz kulüplerinin Süper Lig’e gitmemesi için yasa çıkartaracağız” demeye kadar götürdü işi. “Süper Lig’de oynayanları yerel liglerinden atacağız, orada oynayan futbolcular Milli takımlarında yer alarak bizim organizasyonlarda forma giyemeyecekler” gibi çok ağır direnç gösterdiler. Bu arada 2024’ten itibaren Şampiyonlar Ligi formatında değişiklik yapacaklarını da ifade etmekten geri kalmadılar. 12’ler daha çok pay istiyorlardı, UEFA da “Yok, olsa dükkan sizin diyordu ama format değişikliği hatta finansal fair play kurallarını kaldırma ya da yumuşatma tavizlerini de ortaya atmaktan kaçamamışlardı. Görünüşe göre 12 kulüp kimseyi daha fazla sırtında taşımak istemedikleri ve kendi marka değerlerinin etinden sütünden daha fazla yararlanabilmek için böyle bir işe kalkışmışlardı. Hoş yeni bir durum da değildi. Taa Aziz Yıldırım bile zamanında bahsetmişti bundan. Ama UEFA ve FİFA’nın bu kadar büyük zırlamasının arkasında ne olabilirdi?

Tabii iki para. Paracıkları bu güzide kulüpler olmasa azalacaktı ve kendi tahtları sallanacaktı. Üstelik önemli kısmı kirli para. Neye göre diyoruz? Daha kısa bir süre önce FİFA ve UEFA Başkanları usulsüz para trafiği nedeniyle görevlerinden ayrılmadılar mı? Yeni FİFA Başkanı hakkında soruşturma yok mu? Kitaplar yazıldı “kirli ilişkiler” hakkında. Bir futbolcu nasıl 220 milyon Euro ediyor? Hadi etti, bu para nasıl veriliyor. Hadi verildi, kaç tane böyle paralar dağıtılıyor, harcanıyor. Futbolun gelirleriyle bu mümkün olabilir mi? Ve bu kulüplerin özellikle sahipleri kimlerdi, hangi kaynaklardan bu kadar paraya sahip olup harcama yapıyorlardı ki? Yani UEFA ve FİFA bir anda krallıklarının yıkılmakta olduğunu anlayınca elde avuçta ne varsa saldılar Süper Lig kurucularının üstüne. Valla ben olsam Boris Johnson’ı bile soruştururum, “yasa çıkarmak ne iş” diye?

Dördüncü kısım da ortalığı velveleye verenler tabii. JP Morgan ve muhtemelen daha pek çok paralı kurum ve insanlara yaslanarak 20 takımlı bir şov dünyası oluşturmak istediler. Tam vahşi kapitalizm uygulaması. Tabii ki, gerçekten futbolun ruhu, futbolun gerçek romantizmiyle 180 derece ters bir tablo! Ama futbolu yerden yere de vurmuyor muyuz? Diyorlar ki, kulüp başına 200/300 milyon Euro sabit gelir. Kim hayır der gerçekten? Bizi küçümsemediler mi? Türkiye gibi zayıf liglerden takım olmaz demediler mi?

Hani izlenir mi? Valla ben izlerdim. O paraya karşı “nasıl yaparsınız” diye söylensem bile engelleyecek gücüm olamayacağına göre, futbol oynayanların” gösterilerine hiç itiraz etmezdim. İki gündür “Beşiktaş, Galatasaray, Trabzon ne oynadı? Türkiye’de futbol öldü” diyen herkesin futbolun romantizmine kapılmış gibi görünerek Süper Lig’e itirazları biraz komik değil mi? Ben gerçekçiyim, bugün engellendi, yarın bu iş olur! Para bu alemde bütün kapıları yıkar geçer! Galatasaray Kulübü Başkanı kafayı hemen uzatmadı mı “davet gelirse biz hazırız” diye.

Başka bir deyişle zenginlerin savaşı bu. Birisi krallığım yıkılmasın diyor diğeri krallık kurmak istiyor. Zeminler para. Ama rahatsız edici bir durum, bilmiyoruz, okuyor, dinliyoruz. Olan bitenlere bakınca işin içindeki paranın “temizlik” sorunu hiç de mantıksız gelmiyor!

Bendenize gelince, romantik futbol öykülerine duyduğum sevgiyi ve özlemi içimde saklı tutuyorum ama gerçeklerde de kaçmak gibi bir niyetim yok. Liverpool/Real Madrid maçını oturup bir şahane izlerim ki!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.