Betpasgiris.vip restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com güvenilir casino siteleri casino siteleri deneme bonusu deneme bonusu nakliyat

sporgüncel spor haberlerifenerbahçegalatasaraybeşiktaştrabzonspor
DOLAR
34,2657
EURO
37,4147
ALTIN
2.920,95
BIST
8.699,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Parçalı Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
21°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
17°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Az Bulutlu
18°C

Doç. Dr. Recep CENGİZ

rcengiz1965@gmail.com 01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı. Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır. Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır. “O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı. TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı. Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.

“BİZ” VARDIK AMA “BİZİM ÇOCUKLAR”DAN ESER YOKTU!

18.06.2021
0
A+
A-

Her uluslararası turnuvanın öyküsü kendi içinde gizlidir. Turnuvaya katılan takımların; ülkelerini temsil şekilleri, kazanımlarını başarılı bir şekilde kullanmaları, futbola yenilikler getirmeleri, turnuvada kalıcı izler bırakmaları dünya futboluna yıldız oyuncular sunmaları ve kendilerini ve taraftarlarını mutlu etmeleri önemlidir.

Bu anlamda turnuvaya her katılan takım önemli, her futbolcu değerlidir. Ancak, oyunun doğası gereği iyi takımlar yenilebilir veya yıldız oyuncular kötü oynayabilir. Turnuvaya gelen her takım (oynadığımız maçlar için geçerli olmasa da) sürpriz yapma hakkını kullanabilir. Bu gibi durumlarda bunalımı aşmak ve kalıcı bir toparlanmayı sağlamak, başarısızlığa yol açan temel etkenleri doğru bir şekilde tespit etmek, çözümlemek ve anlamak futbol bilimi ölçüsünde olanaklıdır.

Turnuvadaki ilk iki maçını yenilgiyle kapatan milli takımımız için aynı şey geçerli olduğunu söylemek zor gibi görünüyor. Çünkü, olaya bütün olarak baktığımızda futbol kamuoyunun büyük bir bölümünün bilimsel bakıştan yoksun olduğu anlaşılıyor. Başarısızlığın kültür, mantık ve anlayış eksikliğinden değil de maç istatistikleri ve oyuncu tercihleri üzerinden yaşandığını sananlar var.  Bu kaba bir yanılgıdır.

Bu turnuva bir kez daha gösterdi ki, çağdaş futbolun bizden istedikleriyle bizim futboldan istediklerimiz çok farklı şeyler… 

Avrupa ile kafalarımız çok farklıydı. Takımın yarısının başka ülkelerde yetişen gurbetçi futbolcular olduğunu unutup “biz” zamirini oyunun önüne koyarak, başarılı olacağımıza inandık/inandırdık. 

Çağdaş futbolun temel prensiplerine bakarak konuşmak yerine rakipleri basite indirgeyerek, bu işin doğası böyleymiş gibi söylemi basit ancak hasarı zor olan feodal bir anlayışla futbolcularımızın;‘Bizim’ çocuklarımız olmalarını, Avrupa Kupasını ‘pazardan karpuz alır gibi’ alıp gelmelerini, Avrupa’yı fethetmelerini, Roma’yı yakmalarını, Galler’i bombalamalarını, ülkemiz için savaşmalarını, Avrupa’ya ayak sesimizi duyurmalarını istedik.

Turnuvaya gelen her takımın güçlü olduğu gerçeğini unuttuk. Rakiplerimizi ikincil bir konuma yerleştirdik. Galler ve İsviçre’yi zayıf, güçsüz, antrenman maçı yapsak yeneceğimiz çantada keklik takımlar olarak resmettik. Roma’yı da yaktık mı kupa neden olmasın ki nutukları atmaya başladık. Bu bağlamda, gereksiz abartı ve bazı futbolculara yüklediğimiz aşırı sorumluluk milli takımımız için gözlerden kaçan kör noktaydı.

Bu yöntemle üst düzey bir turnuvada başarılı olunmayacağını göremedik. Hep “bizim çocuklara” odaklandık oyunu unuttuk, futbolcular da birbirine güvendiler ama bağlanmayı unuttular.

Ortak bir akılla “futbolun saha dışında göründüğü gibi değil, saha da oynandığı gibi bir şey olduğunu” düşünmedik. Davranışlarımızın algılarımızı belirlemesi gerekirken algılarımız davranışlarımızı belirledi.

Aşırı yoğunlukta motivasyon yüklemesi yapılan futbolcular başkalarının istediğini yapmak isterken teknik heyetin dikkatli oyun anlayışı yerine korkak oyun anlayışını tercih etmesi futbolcularımızın cesaretlerini kırdı. Korkak futbolla takımın dinamizmini ortadan kaldırdık. Futbolcularımız takım olduklarını, neyi doğru neyi yanlış yaptıklarını, yani saha da asıl yapması gerekenleri unuttular.  

Sonuç olarak strateji ve planlama yetersiz, mantığı olmayan bir oyun, mücadele gücü zayıf bir takım izlemek zorunda kaldık.

Biz, oynayacağımız futbolla değil, TRT spikerinin doğaçlama söylediği sonrasında gereğinden fazla abartarak ‘yerli yersiz’ kullandığımız ‘bizim çocuklar’ lakabı ile verdiğimiz ‘gaz’a güvendik ve “yetersiz futbolla” kaybettik. Onlar oynadıkları çağdaş futbol ‘inandılar’ ve kazandılar.

Can sıkıcı olan şey zayıflık veya zafiyet gösterme mantığımız, reklam çekimindeki organizasyonun %1’ini saha da göremeyişimiz, sahada “bizim çocukların” olması ama  “biz”den eserin olmamasıdır. Yoksa, bir yanılsamanın sonucu olarak saha dışı işlevimiz oynadığımız futboldan daha iyi olunca biz bu işi ‘beceremedik’ hepsi bu…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.