BİLDİRİDE RÖVAŞATA!

Kulüpler Birliği Vakfı kısa bir süre önce toplanarak Türkiye Futbol Federasyonu ile yaşanan sıkıntılara yönelik bir bildiri yayınladı. Federasyon cevap verdi; mealen “umurumda değil” diyerek..

Ardından 4 büyük kulübün başkanı televizyonda bir araya gelerek Federasyon’a “ayar” verdi.

Kalem kalem değerlendirmeye çalışalım..

Öncelikle ateşle barutun yan yana gelmesi gibi ya da oldukça “ütopik” sayılacak bir toplantı oldu. Ama oldu! Nedenleri açık; bir, kulüpler “bitmiş”! Can havliyle televizyon üzerinden Federasyon’dan çok ilgili resmi makamlara mesaj gönderme ihtiyacı hissetmişler. Bıçağın kemiğe dayandığı nokta ya da! “Battık, eğer yayıncı kuruluştan gelmesi gereken paralar konusunda destek vermezseniz, amatöre döneriz valla” demeye getiriyorlar. Başka bir deyişle para onları da bir araya getiren en önemli unsur olmuş.

İkincisi ise en az para kadar önemli. “Hukuk günün birinde herkese lazım olur” darb-ı meselini bizzat yaşıyorlar. Hepsi ayrı ayrı hukuksal sorun yaşadıklarını fark edip “bugün bana yarın sana” oltasında takılmamak için işbirliği gereği duymuşlar. Bunu da açık ve dolaylı anlattılar. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde yaptığı ve sonuç aldığı girişim çok önemli. Hatta bugün gazetelere yansıyan, Fenerbahçe’nin daha önce TFF tarafından kesilen cezaların hukuksuz olduğu anlaşıldığından tazminat davası açma hazırlığı içinde olduğu haberler de çok çok önemli gelişme.

“Biz de hata yaptık, bugünlere gelinmesinde bizlerin de payı var” sözü büyük kulüp başkanı seviyesinde kolaylıkla ifade edilecek sözler değil, bunun için ayrıca kutlamak lazım.

Yabancı sayısı ve buna bağlı oluşan ekonomik tablo da sorun yumağını tamamlayan konu.

Gelelim işin Futbol Federasyonu tarafına..

Memlekette futbolun özerk ilan edildiği günden bu yana görev almış en kötü Federasyon’la karşı karşıyayız. Kişisel olarak birbirinden değerli insanlar elbette var aralarında ama kurumsal olarak ortaya çıkan tablo çok ama çok kötü. Dört başkan da Federasyon’a söz söylerken aslında oraya değil devlete mesaj gönderiyor dememizin anlamı var elbette. Karar alma kapasitesi, buna bağlı olarak saygınlığı, “a evet ya güzel düşünmüşler, iyi düşünmüşler” dedirtip etkileyecek kapasitesi sıfır olan bir topluluktan bahsediyoruz. Birkaç kişinin etkilemeye çalışıp zaman zaman da “ama orası öyle istiyor palavrasını ortaya atıp başarı sağladığı kararlardan bahsediyoruz. Allah aşkına sahada olanı VAR’da görmesine rağmen doğruyu söylemeyen, söyletmeyen ucubelere “orası” karışır mı? AİHM’in aldığı kararlara keza. O “birkaç kişilik” güruhun varsa yoksa hayali yabancı sayısı azalsın, yerli ıvır zıvırı parlatıp fiyatlandırıp “malı götürelim” meselesi. Akılları sadece buna çalışır. Hukuk bilmezler, futbolu kendi bildikleri noktadan ibaret sanırlar, dünyadan haberleri yoktur ama para saymayı iyi bilirler.

Kanımca eğer bir sistem değişikliği hayali kuruyorsa “büyükler” ki futbolun yüzde 80’ini temsil ettiklerini söylediler, bu birlikteliklerini sonuna kadar götürmeliler. Federasyon’dan bir numara olmaz. Devletle çalışıp şu çıkmasına engel oldukları “yasa”nın TBMM’ne gelmesini sağlayacak yolu devletle işbirliği yaparak açmalılar. Sonrası aslında kolay gelir. Adil, temiz, eşit spor/futbol sistemin çarklarına hiçbir şekilde müdahale etmemekle olur. Süper Lig AŞ için, naklen yayın ihalesini kendileri yapabilmeleri için sırt sırta vermek durumundalar. Çalışıp devletin karşısına/huzuruna çıkarak dertlerini anlatmalılar. Bunda ısrarlı olmalılar.  Herkes biliyor maça çıkmamak maça ister! Baskı önemli!

Bu işlerin bir de medya ayağı var tabii. Sürecin başarıyla tamamlanmasından rahatsız olduğu anlaşılan medya mensupları da var! Ama başkanlar özellikle Ali Koç çok sıkı duruyor pek çoğunun karşısında. Bu bazı arkadaşları İstanbul’un lüks kafelerinde oturup “hadi bu hafta ortalığı neyle karıştıralım” toplantıları döneminden uzak tutmak lazım. Gerçi sonra işi teknolojik! devam ettirmek istediler ama o da patladı! En radikal Fenerbahçe Kulübü Başkanı karşı çıkıyor ve “rahatsız ediyor”!

Futbolu çok hareketli günler bekliyor. Beklemeli.

İlk önce şu Futbol Federasyonu istifa etmeli!

Lütfü ÖZEL

ozellutfu@gmail.com

Gazeteciliğe Yankı Dergisi’nde başladı. Ankara Ün.SBF ve AÜ. İkt. Fak. bitirdi. Gelişim Grubu’na, Hıncal Uluç’un ekibine girdi; Burada Söz Gazetesi ile birlikte aralarında Gelişim Spor, Erkekçe, Kadınca, Nokta gibi dergilerin bulunduğu yayınlarda, Sabah Grubu’nun Aktüel, Para dahil bütün dergilerinde, Yeni Yüzyıl, Radikal/Fanatik ve 16 yıl sürecek Vatan Gazetesi’nde muhabir, büro şefi, haber müdürü, temsilci olarak görev yaptı. Bu arada Ankara Radyosu, Türkiye’nin Sesi Radyosu, TRT 1, TRT 2, TRT Spor ve TRT Türk kanallarında yorumcu ve moderatör olarak çalıştı. NTV ve NTV Spor başta olmak üzere pek çok tv kanalında spor yorumcusu olarak yer aldı. 12 yıldır Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Spor Gazeteciliği dersi veriyor. Halihazırda TRT SPOR ve TRT Ankara Radyosu’nda spor yorumcusu olarak yer alıyor.