YENİ GERÇEĞİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
ENERJİSA VE GALATASARAY İŞ MODELİ
Son yıllarda “sürdürülebilirlik” kavramının her yerde kullanılmaya başladığını görüyoruz. Sürdürülebilirlik, hem ekonomik büyümeyi hem de şirketlerin kârlılığını amaçlayan önemli bir etken haline geldi. Hemen her sektörün, sürdürülebilirlik gerçeği ile geleceğini yeniden tasarlamalı ve sürdürülebilir bir geleceğin gerekliliklerini anlayıp doğru adımların atılması gerektiği günlerdeyiz.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından Güneş Enerjisi, diğer enerji kaynaklarına kıyasla daha az kirliliğe neden olması ve erişilebilirliğinin yüksek olması nedeniyle enerji üretiminde ön plana çıkmaktadır. Güneş Enerjisi, güneşin gücünü elektrik gibi başka bir enerji formuna aktarma ve onu daha verimli ve pratik bir kaynak haline getirme sürecidir.
Güneş Enerjisi’nin en önemli özelliği, çevreye zarar vermeyen enerji kaynağı olmasıdır. Güneş Enerjisi kullanımı, küresel ısınmaya neden olan son derece zararlı sera gazlarından hiçbirini yaymamaktadır. Sadece güneş panellerinin üretilme aşamasında düşük miktarda kirlilik oluşmakta, ancak bu kirlilik yenilenemeyen kaynakların kullanımıyla ortaya çıkan kirliliğe oranla çok düşüktür. Güneş, aynı zamanda ücretsiz bir enerji kaynağıdır. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte GES ekipmanlarının fiyatının düşmesi de güneş enerjisini daha ekonomik hale getirmektedir.
Güneş Enerjisi yatırımlarının düşük kaynak ve düşük teknoloji riski, düşük işletme ve bakım maliyetleri ve kısa sürede kurulum gibi operasyonel özellikleri, yatırımcılar açısından risk oluşturduğu kadar maliyet avantajı da sağlar. Güneş Enerjisi yer veya çatı üzerine, hane halkı, şebeke ölçeğinde ya da ticari ölçekte kurulabilmektedir. Enerjinin ihtiyaç duyulduğu yerlerde kurulabilmesine imkân tanıyan bu ölçeklenebilir özelliği güneş enerjisinin iletim ve dağıtım altyapı bakım maliyetlerini azaltmaktadır ve böylece yatırımcılar için bir avantaj sağlamaktadır.
Türkiye’de nüfusta meydana gelen artışın ve sanayileşmenin elektrik tüketimini artırması ve elektrik üretiminin artan elektrik tüketimini karşılamada yetersiz oluşu, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı, enerji ithalatından kaynaklı cari açığının yüksek olması ve yenilenemeyen enerji kaynaklarının yarattığı çevre problemleri ülkemizde, yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimine geçişi zorunlu kılmaktadır. Türkiye yıllık 110 gün gibi yüksek bir güneşlenme potansiyeline sahip ve güneşlenme süresinin uzun olmasına rağmen güneş enerjisi potansiyelini değerlendirmekte geç kalmıştır. Türkiye olarak, güneş enerjisine yatırım yapmaya devam etmeliyiz. Enerji maliyetlerinin artması ÜFE rakamlarını da artırmaktadır.
Yenilenebilir enerji ekonomik büyüme ilişkisi açısından incelendiğinde; Türkiye’nin büyüme hızının arttığı yıllarda enerji ihtiyacının da arttığı ve %70 seviyelerinde enerjide dışa bağımlı olan Türkiye için yenilenebilir enerji politikasının yaygınlaşmasıyla enerji ithalatının azalması sonucu dış ticaretteki olumlu etkileriyle beraber büyüme açısından büyük öneme sahiptir.
Enerjide dışa bağımlılık; üretim için gerekli olan enerjinin yurt içinden temin edilememesi sebebiyle yurt dışından ithal edilmesi olarak tanımlanmaktadır. Sürdürülebilir yüksek büyüme oranlarını amaçlayan gelişmekte olan ülkeler, bu amaçlarını yerine getirebilmek için üretim artışını gerçekleştirmek durumundadır. Üretimde artış, enerji tüketiminde de artışı meydana getirecektir. Enerjide dışa bağımlı ülkelerin daha fazla üretim yapabilmek için enerji ithalatını artıracak, dış ülkelere daha fazla bağımlı hale gelecektir. Yenilenebilir enerji üretiminin artmasıyla arz güvenliğinin sağlanıp enerji açığının kapatılması adına yenilebilir kaynaklara yönelik yatırımların artması ve gerekli planlamaların yapılması gereklidir.
Türkiye’de enerji ithalatının, enerji ihracatından yüksek düzeylerde olması Türkiye’nin dış ticaret açığını olumsuz yönde etkilemektedir. Enerji ithalatından kaynaklanan yüksek cari açığın kapanması Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azaltılmasıyla, enerjide dışa bağımlılığın azaltılabilmesi ise Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarına gereken önemi vermesi ve yenilenebilir enerji yatırımlarını cazip hale getirebilmesiyle mümkün olabilecektir.
Nükleer enerji ve yenilenebilir kaynaklar fosil yakıtlardan çok daha güvenlidir.

Ekonomik büyümenin en önemli girdisi olan enerjinin, hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği gerek ekonomik gerekse çevre açısından büyük öneme sahiptir. Çevreye büyük zararlar veren fosil enerji kaynaklarının yerine kullanılabilecek çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi gün geçtikçe artmaktadır.
World Economic Forum’da yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin ucuzladığını gösteren tabloyu sizlerle paylaşıyorum.
Güvenli ve karbon emisyonlarına göre fosil yakıtlar en tehlikeli ve zararlı, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarıda çevreye karşı daha güvenli ve temizdir.
Fosil yakıtların olumsuz etkileri; hava kirliliği, yakıtların madenciliği ve çkarılması sırasında meydana gelen iş kazaları, hava kirliliğinden kaynaklanan erken ölümler, sera gazı emisyonlarıdır.
Fosil yakıtlar, tüm enerji kaynaklarından daha ucuz oldukları için dünyanın enerji arzında yüksek oranda hakimdir. Dünyanın daha güvenli ve daha temiz enerji sistemleri ile ilerlemesini istiyorsak, diğer sistemlerin fiyatlarının daha ucuz olduğunu bilmeliyiz.
Fosil yakıtlara oranla, nükleer ve modern yenilenebilir enerjilerin ölüm oranlarında büyük farklılıklar görüyoruz. Örneğin nükleer enerji, kömürden %99,8 daha az ölümle sonuçlanır; kömürden %99,7 daha az, petrolden %99,6 daha az ve gazdan %97.5 daha az orandadır. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerjileri daha güvenlidir.
Tabloya göre fosil yakıtlar kömür, petrol ve gaz dünya gaz üretiminin %79’unu oluşturuyor. Fosil yakıtların kullanılması, dünyada CO2 emisyonlarının %87’sini oluşturduğundan, fosil yakıtlarla çalışan bir dünya sürdürülebilir değildir, gelecek nesillerin yaşamlarını ve geçim kaynaklarını olumsuz etkilemektedir. Fosil enerji kaynakları birçok insanın ölümüne yol açıyor ve oluşan hava kirliliği, her yıl 3,6 milyon insanın ölümüne neden olmaktadır. Bu rakam, terör ve savaş nedeniyle gerçekleşen ölüm oranının 6 katıdır.
Fosil yakıtların toplam maliyetini hesapladığımızda, sadece enerji maliyetlerinin değil, aynı zamanda sağlığımıza ve çevremize olan maliyeti diğer alternatif enerjilerden çok daha pahalıdır. Neyse ki, temiz ve güvenli yenilenebilir teknolojiler kendi başlarına ayrı bir ekonomik değer oluşturuyor ve daha rekabetçi hale geliyor. Hem güneş hem de rüzgar enerjisinin piyasa fiyatı hızla düşüyor, bu da fosil yakıtlardan sürdürülebilir dünya için yenilenebilir enerjiye geçişte pozitif etki olarak karşımıza çıkıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun The Future of Nature and Business 2020 raporuna göre, 2030 yılına kadar yapılacak 2,7 trilyon ABD Doları doğa dostu yatırım ve teşvik; 10 trilyon ABD Doları getiri ve 395 milyon istihdam yaratabilir. Yine Dünya Ekonomik Forumu verileri, ekosistemleri korumak ve eski haline getirmek için gerekli yatırımın 300 milyar ile 400 milyar dolar arasında olduğunu ortaya koyuyor. Mevcutta bu tür projelere yalnızca 52 milyar dolar yatırım yapılıyor. Sadece hükümetler ve sosyal sorumluluk çabalarıyla bu finansman açığının doldurulması malesef mümkün görünmüyor. Tüm kurum ve işletmelerin doğa dostu düşünce yapısı ile aynı yönde hareket etmesi gerekiyor.
Mevcut sistemde devam eden kısa vadeli adımlar, standart büyüme modelleri sürdürülebilir model yapılarına geçmediğimiz sürece bizi ileriye taşımayacak. Doğa ile uyumlu yaşamadığımız, ekonomik ve sosyal modellerimizi yenilenebilir enerji modeline taşımadığımız sürece Covid 19 gibi etkileri uzun yıllar süren krizlere dayanıklı olamayacağız.
ENERJİSA VE GALATASARAY’DAN SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ STRATEJİSİ
Enerjisa Enerji tarafından Ali Sami Yen Spor Kompleksi Nef Stadyumu’nun çatısına kurulan Güneş Enerjisi Santrali, kurulu gücü bakımından dünyanın en büyük stadyum üstü güneş enerjisi santrali olarak Guinnes Rekorlar Kitabı’na girdi.
Projenin temeli Galatasaray’ın 37. Başkanı Mustafa Cengiz döneminde atılarak, Başkan Burak Elmas döneminde yapılan çalışmalarla tamamlandı. Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında görüşlerini paylaşan Sayın Cengiz “Enerjisa Enerji yetkililerine ve kulüp yöneticilerimize bu proje için çok teşekkür ederim. Bu proje özünde stadımızdaki atıl alanlar ve kullanım alanındaki bölümler etkilenmeyecek. Projenin statiği stadımızın çatısındaki sabit alana yapılmıştır. Enerjisa Enerji konuyla ilgili tüm hesaplamaları yaparak projeyi bize teslim etmiştir. Proje ile ilgili olarak ortaya çıkan 20 milyon TL tutarındaki tüm masrafları Enerjisa Enerji tamamlayacaktır. Proje sayesinde stadın yıllık enerji giderinin yüzde 60’ı yerli ve milli enerji sayesinde karşılanacaktır. 10 yıl sonra tüm sistem bize devredilecektir. Dünya’da çok az örneği görülmüş olan bu projeyi daha önce kimse bize önermemişti. Bu anlamda Enerjisa Enerji’ye teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde açıklama yaptı.
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Nef Stadyumu’nun çatısında 40 bin metrekare alana 10 bini aşkın güneş panelinin kurulumu gerçekleştirildi. Yaklaşık 20 milyon TL değerindeki yatırımın finansmanının tamamı Enerjisa Enerji tarafından karşılandı.
Yüzde yüz yeşil enerji kaynağından elektrik üretimi sağlayacak tesis, her yıl yaklaşık 3250 Ton CO2 salınımını engelleyerek doğaya katkı sağlayacak. Türkiye’de bir stadyum çatısı üzerinde Performansa Dayalı İş Modeli’yle hayata geçirilmiş ilk proje olma özelliğine de sahip. Ekonomik ömrü 25 yıl olan sistem, bu süre boyunca yaklaşık 200 bin ağacın kurtarılmasınını hedefliyor. Stadyumun çatısına kurulan 10 bini aşkın güneş paneli ile 4,2 MW kurulu güç kapasitesine ulaşılacak ve dünyadaki stadyumlar içerisinde en büyük kapasiteli güneş enerji santrali olma özelliği taşıyor. Paneller, yılda yaklaşık 2.000 hanenin tüketimine eşdeğer olarak 4.650 MWh elektrik üretecek. Enerji Performans Modeli kapsamında tesisin 10 yıl boyunca bakımı Enerjisa Enerji tarafından gerçekleştirilecek.
Galatasaray’ın finansal tablolarını incelediğimizde; 30 Kasım 2021 tarihi itibarıyla genel yönetim giderleri 14.684.570 TL, pazarlama giderleri 24.166.387 TL, finansman giderleri 256.971.475 TL’dir. Bilançoda elektrik ve enerji giderleri ‘’Genel Yönetim Giderleri’’ kaleminde yer alır. Kısa vadeli yükümlülükleri dönen varlıklarını 447.888.387 TL aşmış, geçmiş yıllar zararları ise 1.754.526.533 TL olarak, dönem zararı 59.285.261 TL gerçekleşmiş ve özkaynak açığı 814.194.957 TL olmuştur.
Güneş Enerjisi Santrali Galatasaray’a 25 yıl sonunda 1 milyar TL’den fazla finansman maliyeti avantajı sağlayacak. Aylık olarak hesapladığımızda da rakam 3,3 milyon TL’dir.
SONUÇ
Dünyamız ne kadar sağlıklıysa biz de o kadar sağlıklıyız.
İklim Krizi ile karşı karşıya olduğumuz şu günlerde sürdürülebilir üretim büyük önem arz ediyor. İşletmeniz sadece karlılık ve bol kazanç ile ‘’yüzyıllık firma’’ nitelemesini kazanamaz. Yüzyıllık firma olabilmek için doğru strateji, doğru üretim teknikleri, hizmet anlayışında doğaya saygıda öncelikli olması gerekiyor.
Yüksek düzeyde yenilenebilir enerji potansiyeline sahip Türkiye’de yenilebilir enerji yatırımlarına yönelik sağlanan teşviklerin ekonomik büyüme, istihdam, enerjide dışa bağımlılık, cari açık, enerji arz güvenliği, sürdürülebilir kalkınma ve çevre üzerinde olumlu katkılar sağlayacağı çok net. Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırılması enerjide dışa bağımlılığı ve cari açığı azaltarak ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.
Ekonomik ve sosyal sistemimizin sürdürülebilir bir şekilde işlemesi, onu taşıyan ekolojik sistemin güçlü olmasına bağlı. Pandemi sürecinde deneyimlediğimiz, Dünya sınırları içinde kaliteli yaşayabilmek için adımlarımızı ekosistemimizi koruyarak atmamız gerekiyor.
‘’Galatasaray ve Enerjisa Sürdürülebilir İş Stratejisi’’ örneğinin tüm kulüplere ve sektörlere örnek olması dileğiyle.
TG AKADEMİ DANIŞMANLIK, Kurucusu
Tuğba Gider