rcengiz1965@gmail.com01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.
Çok kötü, tufanlı günler yaşadık, yaşıyoruz; tarihimizin en büyük afetlerinden birini, daha doğrusu en büyüğünü yaşadık. Kuşkusuz yaşadığımız bu büyük yıkım süreci, henüz sona ermiş, yaralar sarılmış, yani yerinden oynayan taşlar henüz yerine oturmuş değil.
Ulusal ve uluslararası düzeyde sıkı bir dayanışma ve yardımlaşma olsa da maddi ve manevi maliyeti çok yüksek olan sosyo-psikolojik deprem devam ediyor.
Burada, neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair değer yargılamaları yapmak istemiyorum; işaret etmek istediğim bu noktada dikkat çekici olan afet sonrası, insan üzerinde kesin ve mantıklı bir tarifte bulunmanın ve böyle bir tarifi bilimsel bir çerçeveye oturtmanın zor olmasıdır.
Neden mi?
Sorgulamak, kaygılanma ve hatta öfkelenmek için ortada iyi bir sebep var. Enkazda ceset, molozda anı, yürekte acı varken, beslenen umutları nasıl yeşertsin, insan.
Gözler yaşlı dudaklar kuruyken, ne anlatabilir, insan.
Yoksulluk ve yoksunluk birbirine karışmışken, ne düşünebilir, insan.
Her taraf yıkılmış yön kalmamışsa, yönünü nasıl bulur, insan.
Enkaz kalmamışken sır perdesini nasıl kaldırır, insan.
Işıklar sönmüş, ortalık toz ve dumanken geleceği nasıl görür, insan.
Bildiği yanıldığına yetmemişse, yanıldığı akıl için bir engelse neyi düşünsün, insan.
Son derece gelişmiş tekniklerle çok güzel binalar yapmayı düşür de, içinde nasıl yaşanacağını neden düşünmez, insan.
Şöyle bir soru sorarsak, sanırım bir sonuca ulaşabiliriz: “niçin” bilmeyen “nasıl”ı düşünebilir mi?
Kördüğüm atılmışken, bu çelişki ve dağınık yakınmalardan kurtulabilir mi?
Evet!
Nasıl?
Bu anlayışların geçerlik kazanması için bilim,
Açgözlülük, şehvet ve arzulardan arınmak için ahlak,
Bu çelişkiyi düşünmek için felsefe, kendi olumsuzlukları ile mücadele için iradeli olduğu zaman, bu maddi ve manevi çöküşten kurtulabilir.
İnsanın ne beklediğini ve kendinden ne beklendiğini bilmesi, bilgiyi bilimsel yöntemle edinmesi, yaratılan düşünsel ortam ve güçlü toplumsal bir bilinçle sadakatin yerini liyakate bırakması, yani, güçlü bir mantıkla “olanı olması gerekene çevirmek” insanlık için zorunlu bir gerekliliktir. İnsanların zihninde oluşturacağımız bilinç şekli bu olmalıdır.
Başımıza gelenlere anlam verebilmek için, neyi ‘niçin yaptığımızı’ öğrenmek kadar neyi ‘niçin yapmamamız’ gerektiğini öğrenmek, bilim ve tekniğe duyulan ihtiyacı gösteriyor.
Emeksiz zengin olanın, kitapsız bilgin olanın, sermayesi din olanın; rehberi “şeytan” olmuştur… Yunus Emre
01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.
Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.
Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.
“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.
TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.
Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.