[email protected]01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.
Depremden sonra futbolda durum eskisi gibi değil, insanların hayal gücünü süsleyen şeyler oluyor:
Kulüp başkanları, federasyon başkanı ile birlikte maç izleyip birliktelik mesajları veriyor.
Bir hafta öncesine kadar birbirlerini suçlayan, Galatasaray ve Fenerbahçe başkanları yan yana oturup yardım topluyor.
Kanlı bıçaklı; Ankaragücü, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor, taraftarları enkaz başında canla başla çalışıyor. Bursaspor taraftarı, Diyarbakırlı depremzedelere yardım gönderiyor.
Başkanların yönetim becerisine, hakemlerin adil yönetimlerine, teknik direktörlerin oyun anlayışlarına, futbolcuların mücadele gücüne veya taraftarların, takımlarını destekleme çabasına değil depreme karşı duyarlılıklarına, sorumluluklarına, döktükleri gözyaşlarına hayran oluyoruz.
Fenerbahçe kulüp başkanı, Trabzonspor maçını izlemeye, Trabzonspor kulüp başkanı, Fenerbahçe maçını izlemeye gidiyor.
Tribün yasağı uygulanan, Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor taraftarı birlikte maç izliyorlar.
Oyunda galibiyet duygusu mutlak değil, futbolcular neyin önemli neyin değerli olduğu bilerek futbol oynuyor.
Tribünde, acıyı yüreğinde hisseden taraftarlarda kazanma yerine anlama isteği ağır basıyor; hakem, futbolcu ve rakip taraftarlara karşı daha hoşgörülü davranıyorlar.
Sahada futbolcular, hakemin etrafında toplanmıyor, mantıksız itiraz etmiyor veya aldatmaya çalışmıyorlar.
Futbol yorumcuları, hakemleri günah keçisi ilan etmiyorlar.
Hayal değil, hepsi gerçek…
Futbolun öznesi olan birlik ve beraberlik duygusu, aynı zamanda fanatizmle çözülmüş toplumsal dokuyu onarıyor. Yani, deprem dayanışması, kendiliğinden yardımlaşma ve sosyal ahlak prensiplerini doğuruyor.
Futbol insanlarının iç dünyasında (vicdanında) oynanan en büyük maçta akıl; sabır, sebat ve iradeyle bir olup rekabet, kıskançlık, çekememezlik, öfke ve saldırganlığı yeniyor.
Bu anlamda, erdem ve duygudaşlığı kalıcı davranış ve güçlü bir tutkuya dönüştürmek için oyunda dürüst kalmak, özsaygıyı korumak, rakibin varlığına ve çabasına saygı duymak, oyunda adaletli kalmak, duygularını kontrol etme kararlığını gösterme ve devamlılığı sağlamak gerekiyor. Futbol anlayışımız ve algımız yeniden doğru bir zeminde şekilleniyor. Bu centilmen, erdemli, hoşgörülü ve anlayışlı davranışlarla insan olmanın erdemine ulaşmış oluyoruz.
Acı, üzüntü, hastalık ve ölüm hayatın değerini bilmek için önemlidir. İnsanı insan yapan suçluluk, üzüntü, empati, sorumluluk, vicdan, veya merhamet duygularıdır.
“Bir insan acı duyuyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyuyorsa insandır” Tolstoy. Yarınlara daha güvenle bakabilmek, geleceği sağlam inşa edebilmek için bu duyguların kaybolmaması, eskiye dönülmemesi gerekiyor.
Milyonlarca taraftarı olan kulüp başkanları, milyonların ilgisini çeken futbolun performansını belirleyen teknik direktörler, milyonların gönlünde taht kuran futbolcular, milyonların gözü önünde adil ve dürüst yönetimin ‘ne’ olduğunu gösteren hakemler, milyonların sesi olan taraftarlar, futbol yazar ve yorumcuları; deprem sonrasında ilkeli yayıncılık anlayışına döndünüz.
Tutum, ortaya konan bir davranış değil, davranışa hazırlayıcı bir eğilimdir. İnsancıl tavrınız, centilmenlikten yana tutumunuz, duygularınızı yönetme ve öfkenizi kontrol edebilme becerinizi gösterdiniz. Bundan geriye dönüş yapmamalısınız.
Birlik ve bütünlüğü sağlayıcı yaklaşımlara, kulüp yönetimlerinin etik ilkeleri arasında yer verilmesi ve saha yaşanan istenmedik durumlarda centilmenlik ve hoşgörünün kararlı bir şekilde karşılık bulması, bu yaklaşımların (takım ve lig ayırt etmeksizin) sonraki zamanlarda tekrarlanması futbolun gelişmesi ve toplumsal bütünlük açısından önemlidir.
İçsel motivasyon, kendini yönlendirme becerisi istemektedir. Dürüst davranmaya, adil olmaya, kurallara uymaya, saygı göstermeye, hoşgörülü örnek insan olmaya devam etmelisiniz.
Futbol ve toplum bir kumaşın tersi ve yüzüdür. Birbirinden ayıramazsınız. Örnek olmaya devam edin ki; sizin söylemlerinizle insanlar bölünmesin, yanıltıcı yorumlarınızla zihinler kirlenmesin, hatalı kararlarınızla adalet duygusu sarsılmasın, kötü performansınızla çalışmadan kazanma kültürü oluşmasın, fanatik tavrınızla saldırganlık artmasın, basmakalıp söylemleriniz izleyenlerde eksik ve öngörüsüz bir yaklaşıma neden bilgi kirliliği oluşmasın…
Toplumda hiç kimse, sizi örnek alıp ‘görevini ihmal etmesin’, sizin adaletsiz yönetiminizi görüp ‘yetkisini kötüye kullanmasın’, sizin yarattığınız gereksiz ve suni gündemin arkasına sığınıp ‘sorumluluklarını aksatmasın’, siz yanıltmayın ki insanlar yanılmasın aldatılmasın veya aldanmasın…
Siz, bu davranışları özümseyin ki; spor ahlakı, etik değerler ve faır play alışkanlığı olmayan insanlara önceden kalıba dökülmüş “iyi”lerin önerilmesini değil, her ortam ve koşulda kesin bir tutum takınarak kullanma özgürlüğünü savunalım…
Bu gün saha içinde olduğu gibi toplumsal yaşamda “neye evet neye hayır” diyeceğini bilen, bilinçli farkındalığa sahip insanlar çoğalsın…
İnsani tavrınız futbolun zevkini ve güzelliğini açığa çıkardığı gibi insan kalitesi artırsın, güzellikler, güzellikleri takip etsin…
Erdem, insanın sağlıklı ve tutarlı oluşudur. Bu erdem, ilke ve prensipleri yaşatın ki; değerler çökmesin. Sevgi, saygı ve hoşgörü enkaz altında kalmasın. İnsanlar ve insanlık ölmesin!
01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.
Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.
Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.
“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.
TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.
Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.