nurselgulay@gmail.com1945'te İzmir'de doğdu.Okul spor yurtlarında başladığı atletizme; milli sporcu, uluslararası hakem, hakem hocası, il temsilcisi, kulüp yöneticisi, federasyon üyesi olarak hizmet etti.Spor muhabirliği ile başlayan meslek yaşantısında hep sporla iç içe görevlerde bulundu. İzmir Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu'nda memur olarak, İzmir AAK, Yu-Pi ve Çimentaş Kulüplerinde ise yönetici olarak çalıştı.Halen, TMOK Konseyi üyesi olarak Türk Sporuna katkısını sürdürmeye çabalıyor.
Geçtiğimiz hafta telefonumu değiştirmek zorunda kaldım. Akıllı torunum sağ olsun, benim için tüm düzenlemeleri yaptı, eski telefonumdaki tüm uygulamaları, telefon rehberini yeni telefonuma nakletti. O bu işlemlerle uğraşırken yeni telefona gelen grup mesajlarını görünce “babaanne ne kadar çok arkadaşın var, kaç tane gruba üyesin böyle” diye şaşırarak ve merakla sordu.
Telefonumda sürekli mesajlaştığım grupların üyeleri; aile olanları hariç hemen hepsi, sporla iç içe geçirdiğim 60 yılda ‘birbirimizi biriktirdiğimiz’ insanlardan oluşuyor. Başka hiçbir meslek grubunda rastlamadığım, başlangıcından itibaren çok uzun yıllara yayılan müthiş bir dostluk ağı…
Bu çok mutluluk verici bir şey.
Aralarında sporculuk ve idarecilik yıllarında rakip takımlar adına mücadele ettiğimiz, şimdilerde aynı fikirde olmadığımız, aynı olaylara farklı tepkiler gösterdiğimiz çok insan var elbette. Ancak bir atletizm sahasında başlayan, temeli sağlam atılmış dostluklarımız, kimi zaman bir sosyal medya grubunda, kimi zaman canlı canlı bir masanın etrafında yıllardır sürüp gidiyor.
Hepimiz aynı yaşlarda da değiliz. İdareciliğini ya da hakemliğini yaptığım sporcularımla da bazı gruplarda haberleşiyoruz. Adı sanal ortam olan ancak aldığımız her haberde yüreğimizde hissettiğimiz sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi ortak yaşıyoruz.
Sporun zaman tanımayan eşsiz harcı; farklı zamanlarda, farklı coğrafyalarda yetişmiş insanları büyülü bir biçimde bir arada tutuyor.
Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz, daha önce bu köşede bir yazımda yaşamımdaki öneminden minnetle bahsettiğim, çok sevgili ağabeyim Tahsin Albayrak’ın vefatı üzerine yine ortak acımız bizi bir araya getirdi. Antrenörlükten federasyon başkanlığına en çok atletizme ama spora adanmış koca bir ömür. Geçtiğimiz yıl pek çok değerli arkadaşımızı yitirdik ancak Tahsin Ağabeyin vefatı, 2023’te Tulya Moran ile birlikte beni en çok üzen kayıpları oldu. Hepsi nurlar içinde yatsınlar.
***
2024’e gelince… Bu yıl Olimpiyat Yılı. Sizi bilmem ama Olimpiyat senelerinin bende ayrı bir yeri var. Televizyonun olmadığı gençliğimizde birkaç soluk siyah beyaz fotoğrafla gecikmeli olarak gazetelerden takip ettiğimiz Olimpiyat müsabakalarını, şimdi enfes çekim açıları, tekrarları, yavaş çekimleri ile canlı olarak televizyondan adeta tribündeymişçesine izleyebiliyoruz. Sadece bizim gibi eski kuşaklar için bir başka mutluluk kaynağı…
Bunun yanında şubat ayında önce Büyükler, ardından Bursa’daki Masterler Salon Türkiye Şampiyonaları bu yılın ilk aylarında dostlarımla bir araya gelmek için sabırsızlıkla beklediğim organizasyonlar.
Son olarak, yeni yılın tüm ülkemize her türlü acı ve kederden uzak, bolluk ve bereket, spor camiamıza ise başarılar getirmesini diliyorum.
Okul spor yurtlarında başladığı atletizme; milli sporcu, uluslararası hakem, hakem hocası, il temsilcisi, kulüp yöneticisi, federasyon üyesi olarak hizmet etti. Spor muhabirliği ile başlayan meslek yaşantısında hep sporla iç içe görevlerde bulundu. İzmir Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nda memur olarak, İzmir AAK, Yu-Pi ve Çimentaş Kulüplerinde ise yönetici olarak çalıştı. Halen, TMOK Konseyi üyesi olarak Türk Sporuna katkısını sürdürmeye çabalıyor.