Betpasgiris.vip restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com güvenilir casino siteleri casino siteleri deneme bonusu deneme bonusu nakliyat

sporgüncel spor haberlerifenerbahçegalatasaraybeşiktaştrabzonspor
DOLAR
33,9959
EURO
38,0305
ALTIN
2.827,53
BIST
9.975,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Yağmurlu
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C
Cumartesi Az Bulutlu
25°C
Pazar Yağmurlu
25°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
26°C

Nursel GÜLAY

nurselgulay@gmail.com 1945'te İzmir'de doğdu. Okul spor yurtlarında başladığı atletizme; milli sporcu, uluslararası hakem, hakem hocası, il temsilcisi, kulüp yöneticisi, federasyon üyesi olarak hizmet etti. Spor muhabirliği ile başlayan meslek yaşantısında hep sporla iç içe görevlerde bulundu. İzmir Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu'nda memur olarak, İzmir AAK, Yu-Pi ve Çimentaş Kulüplerinde ise yönetici olarak çalıştı. Halen, TMOK Konseyi üyesi olarak Türk Sporuna katkısını sürdürmeye çabalıyor.

Bir Şampiyonanın Ardından

17.04.2024
0
A+
A-

Sevgili dostlarım, geçtiğimiz ayın benim açımdan en önemli spor organizasyonu ekran başından heyecanla takip ettiğim 14’üncü Masterler Avrupa Atletizm Salon Şampiyonası’ydı.

17-23 Mart tarihleri arasında Polonya’nın Torun kentinde düzenlenen organizasyonda 39 ülkeden 3445 sporcu, dağıtılan toplam 1543 madalya için mücadele etti. 7 kadın 9 erkek sporcudan oluşan 16 kişilik kafilemiz şampiyonayı; 1 altın, 2 gümüş, 1 bronz olmak üzere toplam 4 madalya ile tamamladı. Tüm sporcu arkadaşlarımı yürekten kutluyorum.

Televizyon yayını olmadan YouTube platformunda baştan sona kesintisiz olarak yayımlanan yarışmalar, yayın ve çekim kalitesi açısından kusursuzdu. Yayınlar bir spiker ve yorumcu ile Türkçe de takip edilebilseydi çok daha iyi olurdu, umarım Federasyonumuz gelecekte benzer şampiyonalar için bu öneriyi dikkate alır ve gerekli girişimlerde bulunur.

Organizasyon öncesi torunum Yiğit ile birlikte Şampiyona web sitesini gözden geçirdik. O tercüme etti, ben notlarımı aldım.  Sporculardan, ilk yarış için 60, ardından her branş için 35 Avro katılım ücreti talep edilmiş. İşin içine ulaşım, konaklama ve beslenme de girince 4 günlük organizasyonun kişi başı maliyeti en mütevazı koşullarda 1000 Avroyu buluyor.

Elbette rakamlar herkes için göreceli kimine az, kimine çok gelebilir. Ancak bu maliyet yüzünden yarışmalara katılamayan çok arkadaşımın varlığını ilk ağızdan biliyorum. Tabii bu tabloda hiç kuşkusuz biraz TL’nin yabancı paralar karşısında bu denli değer yitirmesi de var.

Öte yandan bu şampiyona ile birlikte özellikle Atletizm Masterler kategorisinin -biraz da korkarak- giderek golf gibi ‘varlıklı’ insanların yaptığı bir spora dönüşebileceğini düşünmeden edemedim.

Torun’da aktif olarak yarışan, şampiyona boyunca yazıştığım ve sonrasında izlenimlerini sorduğum sevgili kardeşim Aycan Kurtcan’ın aktardıkları bu endişemi daha da artırdı.

Aycan, zaten turistik bir kent olan Torun’da gelen katılımcı atletlere herhangi bir indirim sağlanmadığı gibi, müsabaka alanlarında satılan yiyecek içeceğin kent merkezinden daha da pahalı olduğunu söylüyordu.

Küçük bir örnek aslında; ancak katılım ücretlerinin yanı sıra devlet ve belediye desteği, onun da üzerine 30’un üzerinde sponsorun katkısını alan bir organizasyonda sembolik olarak yarışma günü meyve suyunun, sandviçin en azından rayiç bedelle satması beklenir değil mi? Olmuyormuş.

Aslında bir şampiyonada; hakem ücretleri, basılı malzemeler, ödüller ve benzer giderler için işin içinde para hep vardı. Bütçe denk tutulmaya çalışılırdı, aranan ya da bulunan paranın asıl amacı organizasyonun gerçekleştirilmesiydi.

Devir değişti ve anladığım kadarıyla şimdilerde asıl amaç organizasyondan kar etme noktasına evrildi. Aslında düşününce tam da ‘yatırımcıların’ aradığı bir topluluk değil mi? En genci 35 yaşında, eğitimini tamamlamış, bir işte çalışan, aktif spor yapan, sağlıklı ve böyle bir organizasyona katılabilecek kadar birikimi olan on binlerce sporculuk bir kitle.

Şimdi elbette tüm bunlar benim kuşağımın sporcuları için fazla maddiyatçı geliyor. Ancak bu konuda tutucu değilim, kim bilir belki bu yolla çok daha geniş kitlelere de ulaşılır. Çok daha fazla insan atletizm sahasıyla tanışır, yarışmacı olur umudumu taşıyorum.

Tutucu olduğum hatta kırmızı çizgimin olduğu konu; ‘kâr amacıyla’ düzenlenen organizasyonların sporun ruhuna aykırı işler yapması. Umarım endişelerimiz boşa çıkar ve o noktaya gelinmez…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.