bahrivreskala@gmail.comİstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü, TMOK Konsey Üyesi, İzmir KulüplerBirliği Kurucu ve Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmirŞube Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Tenis Eğitim VakfıKurucu Üye ve Başkanı, Atletizm, Futbol, Masa Tenisi, e. Hakemi, Atletizm, SualtıYüzme Federasyonları e. Üyesi.
Günümüzde 8 milyara yakın nüfusa sahip dünyamızda, en çok sevilen ve 4 milyara yakın taraftarı olduğu tahmin edilen futbol, 21. yüz yılda Ülkemizde de en sevilen ve rağbet gören spor dalıdır. Ancak futbola olan aşırı ilgi ve sevgiye rağmen, futbolumuz UEFA ve FİFA ülkeler puan sıralamasında maalesef arzu edilen yerde değil. Peki bu durum neden böyle diye sorguladığımızda karşımıza birçok sebep çıkmaktadır. Ancak bana göre en büyük sebep, futbolumuzu yöneten üst düzey yönetimlerde; Türkiye Futbol Federasyonunda ve Kulüpler Birliği Vakfı Yönetimindedir. Kulüp yönetimleri, yetkili resmi kurumlar kısa vadeli, günü kurtarma projelerini uygulamakta, geleceğe dönük uzun vadeli ciddi ve sağlıklı projelere sahip çıkmamaktadırlar. Talimatlar, alınan kararlar yaz boz tahtasına dönmemelidir. Hatırlanacağı üzere kısa bir dönem önce Sayın Nihat Özdemir’in Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığında geleceğe dönük adımlar atılmış, ciddi kararlar alınmıştı. Bana göre bu kararlar futbolumuzda bir milat idi, ama maalesef önceki TFF Başkanı Nihat Özdemir’den sonra gelen TFF Başkanları bu kararı uygulamadılar, iptal ettiler. Alınan önemli karar “yabancı futbolcu sayılarında azaltma ve” sezonlar itibariyle sayılarının en az seviyeye düşürülmesi idi. İlk uygulamada sahada 8 yabancı olacaktı, her geçen sezonda bu sayı zaman içinde asgariye düşürülecekti. Bu uyulama bir dönem uygulandı ama Kulüpler Birliği memnun olmadı ve devam edemedi. Tam aksi şimdiki TFF Yönetimi bu uygulamayı iptal etti, yabancı futbolcu sayısını, Kulüpler Birliği Vakfı’nın talebi üzerine daha da arttırdı. TFF, Temmuz 2024’te Trendyol Süper Lig’de kulüplerinin A Takım kadrolarında 14 yabancı, müsabaka kadrosunda ise 12 yabancı futbolcunun yer alabileceğini açıkladı. Bu yanlış uygulamanın futbolumuza faydası olmaz, olamaz. Hatırlanacağı üzer önceki yıllarda oynanan Süper Lig karşılaşmasında sahaya, Galatasaray 11, Konyaspor ise 8 yabancı futbolcu ile çıkmıştı. Böyle bir karşılaşmada futbolumuzdan, Türk Futbolundan bahsetmek mümkün değildir. Peki yabancı futbolcu sayısı artarak günümüze kadar geldi de ne oldu. Futbolumuzda istenilen ilerleme var mı? Bence yok. Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği “FİFA” tarafından yapılan açıklamada Temmuz 2024 itibariyle, ülkemiz Türkiye 1533.6 puanla 16 basamak yükselerek 26. sıraya yerleşti. 2024 UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele eden üç temsilcimizden Galatasaray ve Fenerbahçe aldıkları galibiyetler ile 0.4’er puanı ülke hanemize eklediler. Beşiktaş deplasmanda rakibi Ajax’a mağlup oldu. Alınan bu sonuçlardan sonra ülke puanı sıralaması belli oldu. İşte güncel puanlama sırası; 1- 90.589 İngiltere, 2- 80.356 İtalya, 3- 74.989 İspanya, 4- 73.035 Almanya, 5- 60.379 Fransa, 6- 55.733 Hollanda, 7- 51.416 Portekiz, 8- 45.000 Belçika, 9- 39.650 Çekya, 10- 36.900 Türkiye, 11- 32.000 Norveç.
Görüleceği üzere Avrupa’da mücadele eden üç takımımızda da çok fazla sayıdaki kaliteli ve pahalı yabancı futbolculara rağmen, 85 milyon nüfusa sahip ülkemiz, 7.5 milyon nüfuslu Çekya’nın, 11.700 bin nüfuslu Belçika’nın gerisinde bulunuyor. Bunu açıklamak oldukça zor. Dikkat edilirse kendi gençlerimizle mücadele ettiğimiz dünya sıralamasında 26., Avrupa’da yabancıların çok fazla olduğu takımlarımızla 10. sıradayız. Gençlerimizde forma aşkı ve yüksek milli ruh var. İmkan verildiğinde daha başarılı olacakları kesindir.
Hatırlanacağı üzere önceki yıllarda yabancı futbolcu sayısı çok az iken, A Milli Futbol Takımımız kendi teknik direktörümüz ve gençlerimizle 2002 yılında Dünya üçüncüsü, Galatasaray Futbol Takımımız 2000 yılında UEFA – Avrupa Şampiyonu olmuştu. Eski bir futbol hakemi ve kulüp yöneticisi olarak, çok fazla sayıda yabancı futbolcu ve teknik direktöre karşıyım. Bana göre bir futbol kulübünde en çok 3 veya 4 kaliteli yabancı olacak sahada ise iki yabancı ve bunların yanında genç takımdan 2 futbolcuya yer verilecektir. Benzer bir uygulama teknik direktörler için de geçerli olacaktır. Rahmetli Derwall gibi kaliteli bir veya 2 yabancı teknik direktör TFF’de görevlendirilecek, ülke teknik direktörlerimize öncülük ederek bilgi ve tecrübe aktarımlarını vereceklerdir. Ülke takımlarımızda da ağırlıklı olarak kendi teknik direktörlerimize yer verilmelidir, bunun örnekleri çoktur. Bugüne kadar görev alan bazı yabancı teknik direktörler başarılı olmadıkları gibi ayrılmaları veya gönderilmeleri durumunda, döviz üzerinden oldukça yüksek tazminatlar alarak ayrılmaktadırlar. Bu da Ülkemiz için döviz kaybı demektir.
Yıllarını spora adamış, 65 yıldır sporun içinde olan; devletimizde uzun yıllar, İstanbul, İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Spor Vakıflarında Başkanlık, Spor Federasyonlarında Yönetim Kurulu Üyeliği, Kulüplerde; futbol, basketbol takımlarında başkanlık, İZVAK – İzmir Kulüpler Birliği kurucu üye, yönetim kurulu üyeliği, halen danışma kurulu üyeliği, halen Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi-TMOK Konsey Üyeliği, Türkiye Futbol Adamları Derneği TÜRFAD İzmir Şubesi Kurucu Başkanı ve halen Başkanı, TÜRFAD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi görevlerinde bulunan bir spor insanı olarak alınan ve bana göre yanlış olan kararlara katılmam mümkün değildir. Burada en büyük yanlışlık kendi gençlerimize güvenmemektir. Bilindiği üzere Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cennet Vatanımızı gençlerimize emanet etmişti. Ne acıdır ki; günümüzde kulüp başkanları ve yönetimleri gençlerimize güvenmedikleri için yabancı futbolculara öncelik veriyorlar. Bu durum futbolumuzun geleceğini olumsuz etkilemektedir. Yabancılarda para, gençlerimizde forma aşkı ağır basıyor. Bu konuda uzun yıllar mücadele ettim, halen ediyorum ama maalesef başarılı olamadım, olamıyorum. Spor Bakanlığımızın, Türkiye Futbol Federasyonunun ve Kulüpler Birliği Vakfının bu önemli hususu değerlendirmeleri gerekmektedir.
Geçen hafta Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetimi ve Kulüpler Birliği Vakfı heyeti bir araya geldi. Toplantıda bu konu görüşülmedi. Ancak Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığından toplantı sonrasında yapılan açıklamada; çok faydalı bir toplantı olduğu, TFF’nin çok güzel bir sunum yaptığı ifade edildi. Ekonomi konusunda ise futbolumuzun çok büyük sıkıntıda olduğu, futbolumuzun ekonomik açıdan geçmiş yıllara göre daha kötü olduğu, ancak bu sıkıntılı durumun sorumlularının kulüp yöneticilerinin olmadığı, tamamen kulüplerin dışında yaşanan ekonomik sebeplerden dolayı olduğu açıklandı. Yayın, spor toto gelirlerinin azalması, dövizin, enflasyonun çok yükselmesi, korona gibi sebeplerin kulüplerin sorumluluğunda değil ama kulüpleri etkiliyor denildi. Spor toto paylarının çok azaldığı arttırılması ve benzer desteklerin kulüplere sağlanması gerektiği ifade edildi. Güzel de kulüplerin yaptığı astronomik futbolcu transferlerine, yapılan yanlış sözleşmeler nedeniyle futbolculara, teknik direktörlere döviz olarak ödene astronomik ücretlerdeki hatalardan hiç bahsedilmedi. Futbolun da bir ticaret olduğu, kar – zarar ikilisinin düşünülmesi gerektiği, yapılan yanlışlar nedeniyle kulüplerin çok ağır borçlar içinde kaldıklarına da hiç değinilmedi. Halbuki Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) gönderilen verilere göre, 4 büyüklerin toplam borcu 35 milyar TL’yi aştı. Bu rakam, Türkiye’nin milli gelirinin yaklaşık % 1,2’sine denk geliyor. Peki, 4 büyüklerin borcu 2024 yılında nasıl ödenecek? Türk futbolu bu borç batağından nasıl kurtulacak hakkında bir açıklama da yapılmadı.
Eğer günümüzde bir yabancı futbolcuya 100 milyon Euro veriliyorsa (verildi) burada hesap hatası var demektir. Bu hata kulüplerimize çok ağır ve ezici borç yükler. Kulüp borçlarının çok büyük bir kısmı yabancı futbolcu ve yabancı teknik direktörlere ödenen astronomik anlaşmalardan ve de tazminatlardan geliyor. Peki bu kadar büyük ödemelere karşı istenilen, olması gereken başarı var mı? yukarıda da değindiğim gibi bana göre yok. Bu hatalı tutumlar, işlemler düzelmedikçe de yaşanılan ağır borçlardan, UEFA ve FİFA ülkeler puanlarında alt sıralarından kurtulmamız mümkün olamaz olamayacaktır.