bahrivreskala@gmail.comİstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü, TMOK Konsey Üyesi, İzmir KulüplerBirliği Kurucu ve Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmirŞube Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Tenis Eğitim VakfıKurucu Üye ve Başkanı, Atletizm, Futbol, Masa Tenisi, e. Hakemi, Atletizm, SualtıYüzme Federasyonları e. Üyesi.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra, on yıl içinde Türk Ordusu’nun öncü Beyleri Adalar Denizi ve Marmara Kıyılarına ulaştığında Atalarımız Türkler için denizcilik alanında yeni bir sayfa açıldı. Anadolu topraklarının fethedilmesiyle, atalarımızın bu topraklara yerleşmeye başlaması ile birlikte o zamana kadar takip edilen fetih anlayışı, gelecek planlamaları ve projeleri değişti. Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’nun yeni sahipleri olan atalarımız, denizlere yönelmeyi devletin geleceği için çok önemli ve gerekli görmüşlerdi. Bu düşüncelerle o dönemde Türkleri açık denizlerle ilk tanıştıran kişi İzmir ve civarını fetheden, şu anda kabri İzmir Çeşme İlçesinde olan Çaka Bey olmuş ve Türk Denizciliğinin temelini atmıştır.
İlk defa açık deniz görmüş bir insan olan Çaka Bey’in, köklü denizcilik kültürüne ve güçlü donanmaya sahip Bizans ordusunu yenmesi muazzam bir olaydır. Türk’ün askeri dehasının her alanda gelişmeye açık olduğunu kanıtlamış, Türk milletine denizcilik ufkunu açmıştır. Böylece denizcilik tarihimizde Atalarımızı denizcilikle tanıştıran, yaşamlarını denizle birleştiren, 1081 yılında sahip olduğu 50 parça büyük tekne ile ilk Türk Donanması, Çaka Bey tarafından kurulmuştur. Ve 1081 yılı ülkemizde Deniz Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Denizcilik…
Bilindiği üzere 27.Ocak.1299 tarihinde Oğuzların Kayı boyundan gelen Osman Gazi tarafından Bilecik İlimizin Söğüt kasabasında Osmanlı Devleti kuruldu. Daha sonra 1308 yılında Aydın ve çevresinde Mehmed Aydınoğlu tarafından Aydınoğulları Beyliği kuruldu.
İzmir ve Çanakkale’ye önemli seferler gerçekleştiren Çaka Bey’in ardından, Aydınoğulları Beyliği de denizcilik faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Aydınoğulları Beyliği kaptanı Umur Bey, Ege’de Bizans ve Cenevizlilere karşı büyük başarılar elde etmiştir. Osmanlı Devleti, bu beylikler ile birlikte denizcilikte geleceğin Osmanlı Donanmasını üst seviyelere getirdi. Osmanlı döneminde, denizcilik tarihini incelediğimizde Barbaros Hayrettin Paşa, Kılıç Ali Paşa, Piri Reis gibi denizcilik tarihine dünya çapında damgasını vuran isimleri görmekteyiz.
Osmanlı Döneminde denizciliği 3 bölümde görebiliyoruz. Bunlar; 1- Derya Beyleri Dönemi (1324-1390); 2- Kaptanı Derya Dönemi (1390-1867), 3- Bahriye Nazırlığı (1867-1922) dönemi olarak ifade edilmektedir.
1-Derya Beyleri dönemi (1324-1390) ; Karamürsel’in fethi ile Marmara Denizine ulaşılmıştır. Karamürsel’de ilk Osmanlı Tersanesi kurularak, bu tersanede ilk Osmanlı Savaş Gemisi inşası gerçekleştirilmiştir. Kara Mürsel Bey, bu dönem içerisinde Donanma Kuvveti Komutanına verilen isim olarak “Derya Beyi” unvanına sahip olmuştur. Bu dönemde Türk Denizciliğinin merkezi olarak İzmit, Gelibolu ve İstanbul seçilmiştir.
2- Kaptan-ı Derya dönemi (1390-1867) ; ilk teşkilatlanma Yıldırım Bayezid döneminde başlamıştır. Bu dönemde Saruca Paşa Türk Deniz tarihinin ilk Kaptan-ı Deryası olmuştur. Fatih döneminde ise, dünyanın en büyük tersanelerinden biri olarak gösterilen İstanbul Tersanesi kurulmuştur. Ayrıca dönem içerisinde, Piri Reis, 1513 ve 1528 tarihlerinde iki ayrı dünya haritası yaparak çok büyük başarılar elde etmiştir. Piri Reis “Kitab-ı Bahriye” adlı eseri ile dünya denizcilik tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır’ın fethinin ardından Osmanlı Devleti, Kızıl Deniz ve Hint Okyanusunda seferlerine devam etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da denizcilik alanında büyük başarılar elde edilmiştir. Bu dönemde Barbaros Hayreddin Paşa, Oruç ve İlyas Reisler, Murat Reis, Selman Reis ve Seydi Ali Reis gibi birçok ünlü Türk denizcisi yardımıyla Akdeniz de mutlak hakimiyet kurmuştur. Barbaros Hayreddin Paşa, 1538 Preveze Deniz Savaşında Haçlı Donanmasına karşı zafer kazanmıştır. 27 Eylül 1538 tarihinde gerçekleşen bu zafer sebebiyle ülkemizde, 27 Eylül tarihi Deniz Kuvvetleri günü olarak kutlanmaktadır. 1699 tarihine dek Denizcilik alanında büyük başarılar kazanan donanmamız, 1699 tarihli Karlofça antlaşması ile ilk büyük toprak kaybını yaşamıştır. Bu durum denizcilik adına, donanmamızın önem kaybetmesine neden olmuştur. 1770 yılında İzmir’de, Osmanlı Donanması Rus Donanmasının baskınına uğramış, bu durum sonucunda donanmayı iyileştirme hususunda, Fransız mühendis Baran T’ den yardım alınmıştır.1773 yılında Tersane Hendes Hanesi adı altında Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından Osmanlı deniz okulunun temelleri atılmıştır. Bu okul 1784 tarihinde ‘’Mühendishane-i Bahri Hümayun’’ adını almıştır. II. Mahmut döneminde Vaka-i Hayriye ile Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ve donanmada Avrupa’dan etkilenmeler başlamıştır. Kurmay subay yetiştirilmek üzere 1864 yılında kurulan ‘’Erkan-ı Harbiye-i’’ ‘’Kaptan-ı Derya’’lık makamı 1867 yılında kaldırılmıştır.
3- Bahriye Nazırlığı (1867-1922) dönemi ;1922 yılına kadar sürecek olan ‘’Bahriye Nazırlığı’’ makamı kurulmuştur. Son dönem olan bu dönemde, ağır dış borçları bulunan Osmanlı Devleti 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde başarısızlık gösterdiği için donanma atıl duruma bırakılmak zorunda kalmıştır. Denizcilik faaliyetleri büyük yara almıştır. 2. Meşrutiyet döneminde (1908) Osmanlı donanması sıkıntılı bir durum içerisindeydi. Halk arasında 28 gönüllü iştirakçinin katılımıyla 1909 tarihinde Donanma Cemiyeti kurulmuştu. Bu Cemiyetin çalışmaları sayesinde Almanya’dan savaş gemileri alınabilmişti. Bu süreçlerden sonra Trablusgarp Harbi ve Çanakkale Savaşı döneminde donanmamız etkin görünmektedir. Nusret Mayın Gemisinin döktüğü mayınlara çarparak büyük kayıplar veren düşman donanması Çanakkale’de bozguna uğramıştır. 4 yıl süren Birinci Dünya savaşının ardında donanma çok yara almıştır. Özellikle de 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında, Limni adasının Mondros Limanı’nda demirli Agamemnon zırhlısında Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafında imzalanan Mondros Müzakeresi ile donanma Haliç’e çekilmiştir. Gemilerin kontrolü komisyona devredilmiştir.
Cumhuriyet Döneminde Denizcilik….
Tarih boyunca, denizden destek alanlar savaşı kazanmıştır. Kurtuluş savaşını kazanmamızda da denizin çok etkisi oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da , kulağım İnebolu’da sözü denizden gelecek lojistik desteğin önemini göstermektedir. Kurtuluş Savaşında ufak teknelerle deniz yoluyla yapılan lojistik desteğin çok önemli rolü oldu. Bu hizmet o kadar değerliydi ki, savaş sonunda cephede çarpışanlar kadar, bu hizmette görev alan ve görevini başarıyla yapan kaptanlar da İstiklal Madalyası ile ödüllendirildiler. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında denizcilik alanında da büyük atılımlar olmuştu. Kendi sularımızda deniz ticaret hakkı (Kabotaj) Lozan Antlaşması’nda kabul olunmuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Karadeniz gezisi, Karadeniz Vapuru’ nun Akdeniz’de liman ziyaretinde bulunması ve Donanmanın Ege’ye açılışında “ Ülkenin Kabotaj’a Hazır Olduğu ” nu göstermişti. Deniz gücümüz 1930’a kadar yabancı imtiyazlar satın alınarak yapılandırılmıştır. 1930’dan sonra yeni bir “Türk Deniz Gücü” olarak çevre ülkeleriyle imzalanan antlaşmalar ile bir dostluk ve güven çemberi oluşturulmuştur. Cumhuriyet Donanmamızın gelişmesi için, Montrö sözleşmesinden sonra Almanya ile Denizaltı yapımı ve personel eğitimi konularında işbirliği yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti İkinci Dünya Savaşı’na güçlü bir Deniz gücü ile girmiş, müttefiklerine büyük destekler vermiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, denizin ne kadar önemli olduğunu Çanakkale Savaşı sırasında anlamıştı. Bunu Çanakkale Savaşlarından ardından yaptığı bir konuşmasında ;Biz Çanakkale’de İstanbul’u kurtardık. Ama karşımızda denizlere hakim olmanın sağladığı üstünlükle, manevra kabiliyetini daima elinde bulunduran ve bundan geniş ölçüde faydalanan bir düşman vardı “ diye açıklamıştı. Bu açıklama deniz gücünün ne kadar önemli olduğunun özetidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 02.Kasım.1924 günü Meclis’in açılışında yaptığı konuşmada; Bahriyenin modernize edilmesinin gereğini vurgulamıştır. Ve 30 Aralık 1924 tarihinde Bahriye Bakanlığı kurulmuş ve Bakan olarak emekli kara binbaşı İhsan Yavuzer görevlendirilmiştir. Başta Fevzi Çakmak ve ordu komutanları olmak üzere bir çok kişi buna karşı çıkmış ve üç yıl sonra Bakanlık iptal edilerek , kapatıldı. Bakan Bey görevinde önemli gelişmeler sağladı. 2 kruvazör, 2 denizaltı, 2 torpito kruvazörü ve 3 küçük muhripten kurulu ilk donanma bu dönemde denize çıkarak savaş eğitimine başlamıştır. Ayrıca meşhur Yavuz gemisinin onarım kararı da alınmıştır.
Günümüzde ticari açıdan ; Türk denizciliği; dünyanın en büyük filosunu kontrol eden ülkeler sıralamasında (1000 GT ve üzeri) 1700 Türk sahipli gemi sayısı ve yaklaşık 40 milyon DWT taşıma kapasitesi ile 14. sıraya yükselmiştir. Denizcilik sektörü, gelişimi hızla devam eden tersanelerinde her geçen gün artan modern gemi inşaatı kapasitesi, büyüyen deniz ticaret filosu, lojistik yetenek ve altyapısını geleceğin ihtiyaçlarına göre geliştiren limanları ile ülke ekonomisine katkısını her geçen gün artırmaktadır.