bahrivreskala@gmail.comİstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü, TMOK Konsey Üyesi, İzmir KulüplerBirliği Kurucu ve Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmirŞube Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Tenis Eğitim VakfıKurucu Üye ve Başkanı, Atletizm, Futbol, Masa Tenisi, e. Hakemi, Atletizm, SualtıYüzme Federasyonları e. Üyesi.
Tarih boyunca karayolu ulaşımı dışında değişik ulaşım yolları arayan ilk insanlar su ve denizden de yararlanmaya başladılar. Denizde ilk ulaşım önceleri ağaçlardan yapılan sallarla yapılmaya başlandı. Devamında rüzgar gücünden istifade ettiler. Zaman içinde deniz araçlarının çok gelişmesine rağmen, rüzgar gücünden yelken ve yelkenli teknelerden vazgeçilmedi. Yelken ve yelkenli teknelerinin ilk kullanım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, arkeoloji çalışmalarında edinilen bilgilere göre; ilk denizci ülkelerin, Fenikeliler ve Mısırlıların olduğu ve Milattan Önce 10.yüz yıldan itibaren yaptıkları iptidai tekneleri ulaşım ve ticari amaçlı kullandıkları tahmin edilmektedir. Daha sonraları bu teknelere kare biçiminde yelkenler takarak yelkenli tekneleri de icat eden Mısırlılardır. Mısırlılar bu tekneleri Nil nehrinde ulaşım için kullanılıyorlardı. Bu tekneler ilk olarak Milattan Önce 4000 yıllarında eski Mısırlıların kamışları bir araya getirip uzun bir sopayla hareket ettirmelerinden sonra ortaya çıkmıştır. Bu uzun kamışlı teknelerin, gemilerin bilinen en eski örnekleri olduğu düşünülmektedir. Mısırlıların bu gemileri ilk olarak Milattan Önce 2500-2350 yıllarında deniz ticaretinde ve deniz savaşlarında da kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bunun yanında zaman içinde Avrupa’da da ilk basit teknelerin yapıldığı bilinmektedir. 8.ve 11.yüz yıllar arasında Avrupa’da yaşanan döneme, tarihte “Viking Devri” denilmektedir. Bu dönemde Vikingler ilk uzun teknelerini yaptılar. Günümüzdeki İsveç, Norveç, Danimarka, İzlanda ve Faroe Adaları Viking kökenlidirler. İlk teknelerin günümüzdeki halini alması ise gelişen teknoloji sayesinde olmuştur. Buharlı gemiler kullanılmaya başlanıncaya kadar rüzgar gücünden istifade edildi.
Yelken bir spor mu?
Yelken, rüzgarın gücünü kullanarak denizde veya göllerde yelkenli teknelerle yapılan popüler bir su sporu’ dur. İnsanların fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü kazanımları için isteyerek yaptıkları güzel bir etkinliktir. Kişilerin boş zamanlarında eğlence ve spor amacıyla sosyalleşmelerine, çevreleri ile olumlu dostluklar kurmalarına ve kendilerini geliştirmelerine imkan sağlar.
Yelken sporu binlerce yıl öncesine dayanan bir tarihe sahiptir. Günümüzde hem rekabetçi yarışlar için,hem de insanların boş zamanlarında eğlence ve spor amacı ile gönüllü olarak yaptıkları, katıldıkları faaliyetlerdir. Günümüzde ise yelkenli tekneler spor ve gezi amaçlı kullanılmaktadır.
Dünyadaki ilk yelken kulüpleri 1700’lü yıllarda kurulmaya başladı. Üç tarafı denizlerle çevrili Ülkemizde ise adalar hariç toplam 8.592 km. kıyılar olmasına rağmen, ancak 1890’lı yılların sonlarında İstanbul’da yaşayan İngilizler tarafından kurulan yelken kulüpleri ile başladı. Devamında zengin Türk aileleri arasında benimsendi ve çok sayıda yelken kulüpleri kuruldu. Bu kulüplerin düzenlediği geziler ve yarışlar, uzun yıllar devam etti.Ancak 1914 yılında Birinci Dünya Savaşının başlaması ile kulüplerin faaliyetlerine son verildi. Savaş yıllarında yelken sporunun gelişmesi faaliyetleri de durdu. Savaş sonrası Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923 yılında yelken, kürek ve yüzme sporlarını içine alan Türkiye Su Sporları Federasyonu Kuruldu. Bu dönemde su sporlarına, özellikle yelken sporuna önem verilmeye başlandı. Devamında 12.Ağustos.1932 tarihinde Ülkemizde resmi ilk kurallı yelken yarışları yapıldı. 08.Nisan.1935 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teşvik ve desteği ile ilk Türk Yelken Kulübü olan Moda Deniz Kulübü kuruldu. Akabinde 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’nda Ülkemizi başarılı yelkencilerimiz Harun Ülman, Dr.Demir Turgut ve Behzat Baydar temsil ettiler. İkinci Dünya Savaşı ile yelken faaliyetleri bir defa daha durdu. Savaş sonrasında yeni kulüpler, İstanbul’da, İstanbul Yelken Kulübü (İYK), Fenerbahçe ve Galatasaray Yelken kulüpleri, İzmir’de de Karşıyaka Yelken Kulübü kuruldu. Daha sonraki yıllarda, Yelken branşı, Su Sporları Federasyonu’ndan ayrıldı ve 25.Mayıs.1957’de Türkiye Yelken Federasyonu resmen kuruldu. Yelken Federasyonun kurulmasıyla, Yelken Sporuna olan ilgi arttı ve kısa zaman dilimi içinde çok sayıda kulüp kuruldu. Bu gün Ülkemizde ; İstanbul 25 , İzmir 27, Muğla 21, Kocaeli 11, Ankara 4, Sinop 3, Samsun 3, Çanakkale 8, Bursa 6, Trabzon 7, Mersin 3, Antalya 5, Balıkesir 3, Tekirdağ 2, Hatay 1, Aydın 5, Eskişehir 1, Isparta 1, Zonguldak 3, Adana 1, Yalova 1, Van 1, Şanlıurfa 1, Sakarya 1, Rize 1, Manisa 1, Denizli 1, Bartın Amasra 1, Burdur 1 olmak üzere illerimizde toplam 149 yelken kulübümüz bulunmaktadır. Dileğimiz her geçen gün bu sayının artmasıdır. Zira gençlerimiz Akdeniz’i Türk gölü yapan denizcilerimizin torunlarıdır.
Günümüzde binlerce spor ve macera severler, yelkeni bir hobi olarak yapmaktadırlar. Yelken sporu, doğa ile teknolojinin birlikte kullanıldığı ender sporlardan biridir. Yelken sporunu yaparken kişi, doğa ile baş başa kalmanın coşkusunu da yaşamaktadır. Bazıları ise bu durumu bir yaşam
biçimi olarak görmekte ve yelkenli ile dünyayı dolaşmaktadırlar. Yelkenli teknesi ile dünyayı dolaşan ilk Türk Sadun Boro ve Alman asıllı eşi Oda Boro, kısıtlı imkanlarıyla 1965 yılının Ağustos ayında çıktıkları dünya seyahatlerini, üç yıl sonunda , Haziran 1968 yılında başarıyla tamamladılar. Türk denizcilerinin örnek kişilerinden biri olan Sadun Boro binlerce insanımıza deniz sevgisini aşıladı. Boro’ ların öncülüğünde birçok Türk denizcisi yelkenli tekneleri ile dünya seyahati gerçekleştirdiler. Haluk Karamanoğlu ve ailesi, yolculukları sırasında dünyaya gelen bebekleri Deniz ile, Osman-Zuhal Atasoy çifti ve üç kez dünyayı dolaşan Tanıl Tuncel ve eşi de mavilikteki bu uzun yolculuğu göze alan yelken tutkunlarındandırlar.
Ülkemizde artık, yelkenciliğin spor ve hobi olma yönlerini birleştiren yarışmalar, ralliler yapılmaktadır. Ahşap yelkenli teknelerin yarıştığı Bodrum Kupası, Karadeniz Yat Rallisi (Kayra), Marmara Yat Rallisi (Mayra), Ege Yat Rallisi, Doğu Akdeniz Yat Rallisi bunlardan bazılarıdır. Uluslararası kimliğe sahip olan bu organizasyonlar, deniz ve yelken sevgisini artırmakla birlikte birbirinden farklı ülke insanları arasında yakınlaşmalar ve sıcak dostluklar kurulmasını da sağlıyor. Denizlerimizin güvenli ve temiz olması, insanlarımızın misafirperverliği, spor tesislerimizin, marinaların modernliği ile farklı ülkelerden birçok insanının Ülkemize gelmelerini sağlamaktadır.
Bu tür uluslararası faaliyetler ile Ülkemizin dünyaya tanıtımı yapılmakta ve ülkelerin bu sayede birbirlerini tanımasına da vesile olmaktadır. Ayrıca yelken sporu sayesinde kişilerin denizle buluşması, denizi sevmesi ve denize bağlanması deniz ticaretimizi de olumlu yönde etkilemektedir.
Bilindiği üzere, 26.Ağustos.1071 tarihinde yapılan Malazgirt savaşında 200 bin Bizans askerini 50 bin Türk askeri ile yenen Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın büyük zaferi, dünya tarihi için bir dönüm noktası olmuş ve bu sayede Anadolu’da, Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuştur. Daha sonra 1075 yılından itibaren denizcilikle uğraşan ilk Türk Beyliği olan Anadolu Selçuklu Devletinde atalarımız denizlerle ilgilenmeye ve denizcilik yapmaya başlamışlardır. Günümüzde de Türk Deniz Kuvvetlerimiz, Ülkemize gelebilecek her türlü saldırıya karşı Ülkemizi korumakla görevlidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komutası altındaki en büyük 2. kuvvettir. İlk Türk Denizcisi kabul edilen Çaka Bey’in İzmir’de oluşturduğu donanmanın kuruluş tarihi de 1081 dir. O günden itibaren günümüze kadar Deniz Kuvvetlerimiz başarılı çalışmalarını yürütmüş ve halen de yürütmektedir.