Beşiktaş Neden Kötü Futbol Oynuyor?

Beşiktaş’taki futbolun çöküşünün ve oyuncuların performanslarının dibe vurmasının iki önemli nedeni var:

Birincisi, teknik direktör Gio’nun takımı iyi çalıştırmaması. Teknik heyetten bir dostum, “Birçok kulüpte görev aldım ama bu sezonki kadar hiçbir yerde tatil yapmadım” demişti.  Takım fizik-kondisyon açısından oldukça yetersiz. Koşamamalarının, ikili mücadeleleri kazanamamalarının, temaslı oyundan kaçınmalarının temel nedenlerinden biri budur.

Gelelim çöküşün ikinci nedenine…

Beşiktaş’ta yaşanan yönetim krizi aylar öncesinde başlamıştı. Bir kulübün yönetiminde kriz yaşanırsa, o kriz anında futbolculara da sirayet eder. Bu argüman tüm kulüpler için geçerlidir.

Futbolcular, zeki ve uyanık insanlardır. Elbette bu krizi fark ettiler. Bunun üzerine maaşlarını da alamayınca, paniğe kapıldılar. Bir de yakın zamanda talihsiz bir yönetim politikasına şahit oldular; Beşiktaş’ta performans göstermeyen futbolcular, kontrattaki ücretlerini alarak yollanıyorlar. Üstelik bonservislerini de beş kuruş ödemeden alıyorlar. Bunun üstüne, bir de gittikleri kulüplerden imza parası alıyorlar. Bundan daha güzel ne olabilir.

Beşiktaş’taki bazı yabancı futbolcuların aynen böyle hissettiklerini ve bu yüzden yeterliyi çabayı göstermediklerini düşünüyorum.

Mevcut kadronun performansının artırılması için ilk iş, onların maaşlarını ödemek ve mali olarak sıkıntı yaşamayacaklarının garantisini vermektir. Bir diğer adım ise, sanki sezon başı kampındaymışçasına takıma fizik-kondisyon yüklemektir. Bunlar gerçekleşmeden bu takımdan performans beklemek hayal olur.

Hatay maçı ile ilgili yorum yapmaya gerek yok. Düşme hattındaki bir takıma puan kaybettik. Üç puan alsak ne olacaktı? Beşiktaş’ın önündeki tek hedef Türkiye Kupasıdır.

Serdar Topraktepe’nin Gio zamanında oynatılmayan oyunculara süre vermesi önemliydi. Salih ve Alex Chamberlain gibi oyuncuların Gio döneminde neden bir kenara itilmiş olduklarını halen anlamış değilim. Acaba, çok para sayılan oyuncuları oynatması için kendisine baskı mı yapılıyordu? Genel olarak büyük paralarla transfer edilen oyuncuların kenarda oturtulması homurdanmalara yol açar!

Olan oldu, konuşmanın bir faydası yok. Bu takımın Kupayı alması için hep birlikte kenetlenmeliyiz.

Hayri CEM

1959 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu. Türkiye’nin ilk kamuoyu araştırma şirketlerinden olan Bileşim İnternational’ın, ilk reklam araştırmaları şirketi Bileşim Medya’nın ve ilk TV rating ölçüm şirketi AGB Anadolu’nun kurucusu. Çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Darüşşafaka Cemiyeti, Darüşşafaka Spor Kulübü, Darüşşafakalılar Derneği ve Beşiktaş Jimnastik Kulübünde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. TMOK’da Filateli ve Numismatik Komisyonu Başkanlığı yaptı.