rcengiz1965@gmail.com01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.
Beşiktaş’ta eski yıldız futbolcusu Samet Aybaba’nın, futbol takımları genel koordünatörlük görevinden ayrıldıklarından sonra kulüp yöneticilerine yönelik gündeme damga vuran “suçlayıcı” demeçleri ve yöneticilerin karşı demeçleri bizlere, ihaneti ve nankörlüğü anlatan Roma tarihinin en etkileyici sözlerinden biri olarak kabul edilen bu cümleyi bıçaklanan (hançerlenen) Sezar’ın ölürken son sözü hatırlatıyor: “Sende mi Brütüs”
Brütüs, Roma’nın ünlü diktatörü Sezar’ın evlatlığıdır… Brütüs Sezar’a karşı çıkanlarla birlikte olur ve onu ortadan kaldırmak için suikast planları yapılır. Senatoya ayak basan imparator, senato üyelerinin bıçak darbelerine (bazı kaynaklar hançer) maruz kalır. Hikayeye göre son bıçak (hançer) darbesini ise Brütüs vurur… Bunu gören Sezar, “Et tu Brütüs” yani “Sen de mi Brütüs” der.
Samet Aybaba, Brütüs örneğinde olduğu gibi “Beşiktaş’ın evladı”dır. Beşiktaş tarihinin kulübünün önemli isimlerindedi, yönetiminin görev teklifini tıpkı diğerleri gibi emir kabul etmiş, maddi manevi her türlü fedakarlık yapmıştı, transferlerde kesinlikle para konuşmamıştı… Çünkü, Beşiktaşlılık kültürünün gereği “Feda-karlık” bu kulübün genlerinde vardı.
Yönetici demeçlerinde, Samet Aybaba’dan övgü ile söz ediyor, Beşiktaş için “yaptıkları yapacaklarının teminatı” mesajı veriliyordu.
Beşiktaş doğru yolda emin ellerdeydi…
Maçlar iyi sonuçlar beklendiği olduğunda her iki taraf birbirine “İşte budur!” Mesajı vermeyi ihmal etmiyordu.
Sonuçta aklın yolu birdi, futbolu bilenle parası olan iyi Beşiktaşlılar sinerji yaratmış ve işbirliği başarıyı getirmişti.
Kulüpte (her kulüpte olduğu gibi) zamanla çözülecek ufak tefek sorunlar vardı.
Takım puan kaybetmeye başladığında her iki tarafta demeçlerinde; Beşiktaş’a hakemler üzerinden oyunlar oynandığını işaret ediyordu. Mesajlarda, Beşiktaş’la uğraşan herkesin haddini bilmesi ve aklını başına alması gerektiğinin altı çiziliyordu..
Samet Aybaba’nın, Sezar’ın büyük komutanı Brütüs gibi büyük bir özgüvenle: “Beşiktaş’ın patronu benim, futbol aklı benim. Beşiktaş’ın menfaatleri neyi gerektiriyorsa bu camiada bu işi yapacak birinci adamım ben, bi kere bunu herkes kabul etsin” sözleri büyük bir meydan okumaydı.
Başarısızlık kalıcı olunca, Samet Aybaba’nın kulübün çalışan bir profesyoneli olduğunu hatırlatıldı!
Yöneticiler; kulüpte profesyonellerin yapmaması gereken fakat profesyonelce yapılan bir işlemin bedelini, Samet Aybaba’ya ödetti!
Samet Aybaba’da kulübün etik dışı uygulamalarını belge göstererek “aldatıldım!” diyerek kamuoyu ile paylaştı.
Samet Aybaba’nın sunduğu belge ve “aldatıldım”sözleri dikkat çekici ancak anlamsızdır. Çünkü, Samet Aybaba’nın, bu usulsüz işlemi öğrenir öğrenmez, “gerekçe” gösterip istifa etmesiyle, kulüpten gönderildikten sonra yöneticilerden “intikam” almak için bu olayı “ifşa etmesi” aynı şeyler değildir.
Yöneticilerin işleminin usülsüz (hukukçuların karar vermesi gerekir) olması ne kadar yanlışsa, Samet Aybaba’nın zamanlaması aynı ölçü de yanlıştır. Ayrıca, cezai işlem gerektiren bu olayı yargıya taşımayıp, Beşiktaş kültürünün bir gereği olarak camiaya havale etmesi “tribünlere oynamak” olarak yorumlanabilir. Sonuç olarak, Başkan Hasan Arat istifa etti, futbol takımları genel koordünatörü Samet Aybaba istifa ettirildi.
Samet Aybaba’ya göre aldatılmış, yöneticiler kulübe “ihanet”etmiştir. Yöneticilere göre ise Samet Aybaba, “nankörlük” etmiştir.
Ortada bir piyasa değerinin çok üstünde transfer edilen (Türk futbolunun sorunu) iki oyuncu gerçeği var. Ancak bu transferde “usulsüzlük mü, iş bilmezlik mi veya menajer oyunu mu var” belli/belli değil!
Cevap, hepsi mi?
Bu sorunda neden-sonuç ilişkisi bir türlü kurulamıyor. Suçlu-suçsuz, doğru-yanlış, iyi-kötü, dürüst-sahtekar belli/belli değil!
Ligde zor günler geçiren, Beşiktaş’a son darbeyi “Brütüs” vurmuştur. Ancak, Beşiktaşta kim Sezar kim Brütüs belli değil!
01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.
Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.
Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.
“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.
TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.
Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.