avnikupeli@hotmail.comTRT’de, uzun yıllar muhabir, spiker ve haber-spor dairesi başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Türk Televizyonlarının ilk basketbol programı olan “Pota”yı 18 yıl aralıksız hazırlayıp, sundu. Bu dönem içinde TRT’nin yurt içi ve yurt dışında yayınladığı basketbol maçlarının televizyondan anlatımında bulundu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı da yapan, TMOK üyesi ve sürekli basın kartı sahibi. İstanbul Nişantaşı ve İstinye Üniversitelerinde Öğretim Görevlisi olarak yer alıyor.
Süper Lig’de 2020-2021 sezonunda mutlu son olan şampiyonluğa Beşiktaş ulaştı. Tarihindeki 16. şampiyonluğa imza atan Siyah Beyazlılar aynı zamanda ZB Türkiye Kupası’nı da 10. kez müzesine götürme başarısını göstererek sezonu çifte kupa mutluluğu ve gururuyla tamamladı.
Özellikle ezeli rakipler Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe arasında son haftaya kadar soluk soluğa yaşanan heyecan kasırgası, pandemi nedeniyle evlerimizdeki sporseverleri adeta “Covid” siz rahat nefes alabilecekleri dünyalara taşıdı.
Şampiyon Beşiktaş, son 9 haftada 6 as oyuncusunun sakatlığı nedeniyle forma giyemediği karşılaşmalarda müthiş bir mücadele örneği sergileyerek, taraflı- tarafsız tüm futbolseverlerin beğenisini ve takdirini kazandı. Siyah Beyazlıların çifte kupa başarısının altında yatan en önemli etkenleri sıralayacak olursak; Başkan Ahmet Nur Çebi’nin kulübün efsane isimlerinden Sergen Yalçın’a gözü kapalı Teknik Direktörlüğü emanet etmesinin yanı sıra teknik ekip ve futbolculara zamanında ücretlerinin ödenmesi ile takımdaki kardeşlik, dostluk ve paylaşma duygularının ön plana çıkarılmasını söyleyebiliriz. İşte başarı reçetesi bu kadar basit. Kısaca, “NE EKERSEN ONU BİÇERSİN” misali…
Öte yandan taraftarlardan yoksun, hakemlere ve VAR sistemine yoğun eleştiriler ile başlayan ancak sonlara doğru sadece sahadaki oyunun konuşulduğu bu sezonun en pozitif yönü hiç kuşkusuz puan cetvelinde hangi basamakta olursa olsun tüm takımlarımızdaki oyuncuların söylenti ve şaibelere asla yer vermeden çıkıp alın terleriyle stat çimenlerini ıslatmalarıydı. Bu asil davranışları nedeni ile sadece şampiyon Beşiktaş’ı değil, gönüllerin şampiyonları olan tüm takımlarımızı ve oyuncuları yürekten kutluyoruz.
Gelelim şimdi de madalyonun öteki yüzüne…
Çifte kupalı Beşiktaş’ın törenlerinde kupa ve madalyaların veriliş şekli dikkatlerden kaçmadı. Pandemi nedeniyle “mesafe” ve “maske” kurallarına harfiyen uyan yetkililer ne hikmetse kupa ve madalyaları elleriyle vermek yerine, (“temizlik “, yani eller ve yüzler kupa töreninden sonra yıkanabilir veya dezenfekte edilebilirdi) masa üzerinden ” seç, beğen, al ” yolunu seçince teknik heyet ve oyuncular ödüllerini adeta utana-sıkıla almak zorunda bırakıldılar. Bu durumda da ortaya anlamsız ve gönülsüz görüntüler çıktı. Tüm bu yaşananlar karşısında “alın terine saygı bu mu olmalıydı” diye düşünmeden de edemedim.
Şimdi de gelelim esas konumuza…
Yıllardır “Ezeli Rekabet” ve “Ezeli Dostluk” der dururuz ama iş rakiplerimizin başarılarını kutlama noktasına gelince taraftar baskısını bahane edip oradan hızlıca uzaklaşırız. Üşenmeden araştırdım ve gördüm ki taraflı-tarafsız Hükümet-Siyasi Parti yetkilileri bile Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutlarken, Kulüpler Birliği’ni oluşturan ekiplerden sadece Sivasspor Kulübü şampiyonu tebrik etmiş. Hadi diğer kulüpleri bir kenara bırakalım dedik ama ne yazık ki ezeli rekabet ve sözde dost halindeki büyük kulüplerimizin de resmi internet ve sosyal medya platformlarında ne ses ne de görüntüden bir eser vardı. Bu yazımı bir süre beklettim ve belki de bir aklıselim çıkar diye düşündüm ama nafile. Madem ki gelinen noktada son durum bu, o halde şampiyon Beşiktaş Kulübüne naçizane bir önerim olacak. Gelin, “önümüzdeki sezondan itibaren sadece ezeli rakiplerinizi değil, Süper Lig şampiyonunun yanı sıra ülkemizi Avrupa Kupalarında başarıyla temsil edecek tüm kulüplerimizi tebrik ederek bir “İLK” e imza atınız ki sizden sonra geleceklere de güzel bir örnek oluşturmuş olasınız” diyorum. Çok şey mi istiyorum acaba?
Şunu unutmayalım ki, FAIR PLAY ELBET BİR GÜN MUTLAKA HERKESE LÂZIM OLACAK.
TRT’de, uzun yıllar muhabir, spiker ve haber-spor dairesi başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Türk Televizyonlarının ilk basketbol programı olan “Pota”yı 18 yıl aralıksız hazırlayıp, sundu. Bu dönem içinde TRT’nin yurt içi ve yurt dışında yayınladığı basketbol maçlarının televizyondan anlatımında bulundu. Çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı da yapan, TMOK üyesi ve sürekli basın kartı sahibi. İstanbul Nişantaşı ve İstinye Üniversitelerinde Öğretim Görevlisi olarak yer alıyor.