ozellutfu@gmail.com
Gazeteciliğe Yankı Dergisi'nde başladı. Ankara Ün.SBF ve AÜ. İkt. Fak. bitirdi. Gelişim Grubu'na, Hıncal Uluç'un ekibine girdi; Burada Söz Gazetesi ile birlikte aralarında Gelişim Spor, Erkekçe, Kadınca, Nokta gibi dergilerin bulunduğu yayınlarda, Sabah Grubu'nun Aktüel, Para dahil bütün dergilerinde, Yeni Yüzyıl, Radikal/Fanatik ve 16 yıl sürecek Vatan Gazetesi'nde muhabir, büro şefi, haber müdürü, temsilci olarak görev yaptı. Bu arada Ankara Radyosu, Türkiye'nin Sesi Radyosu, TRT 1, TRT 2, TRT Spor ve TRT Türk kanallarında yorumcu ve moderatör olarak çalıştı. NTV ve NTV Spor başta olmak üzere pek çok tv kanalında spor yorumcusu olarak yer aldı. 12 yıldır Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Spor Gazeteciliği dersi veriyor. Halihazırda TRT SPOR ve TRT Ankara Radyosu’nda spor yorumcusu olarak yer alıyor.
2020 Avrupa Şampiyonası grup maçında bu kez rakibimiz Galler! Futbolun genel tanımlarıyla incelediğimizde, incelendiğinde ortaya çıkan veriler, tanımlamalar sürpriz değil! Ben İsviçre karşılaşmasında izledim. Golü yiyene kadar mahalle takımı görüntüsündeydiler. Oyunu kendi sahasında kabul eden, çıkmakta zorlanan, dağınık, uzun toplarla hem baskıdan çıkmaya çalışan hem de hücuma kalkışan bir ekip vardı sahada. En önemli oyuncuları gibi görünen Bale de serbest oynayan bir taktik anlayış içindeydi. Ama fasa fiso. Etkisiz eleman da diyebiliriz.
Ne zaman İsviçre attı o andan itibaren sahada başka bir Galler takımı ortaya çıktı. Bunda İsviçre’nin herhalde 3 puan stratejisiyle rölantiye geçmesi, topu ayağında tutarak, oyunu ağırlaştırarak gezinme derdine düşmesi de etkili olabilir şüphesiz ama işi ciddiye almamız gerektiğinin sinyalleri de en önemli durumdu bizim için. Sıkı pres, topu çabuk kazanıp kenarlara indirip ceza sahasına sürekli orta şeklinde özetlenebilecek bir anlayışla rakip kaleyi abluka altına aldılar ve golü de buldular.
İlaveten Teknik Direktör Robert Page ile başladığı anlaşılan 3’lü defans oynuyorlar, ofsayt taktiği sürekli yaptıkları işler arasında, defansın ortasında fazla açık veriyorlar, İsviçre maçının ilk bölümünde olduğu gibi uzun toplarla çıkmayı tercih ediyorlar gibi görünen/yazılan/söylenen bilgiler var. Ayrıca gruplarından Hırvatistan’ın ardından ikinci çıktıkları, iki kez 2-0 kazandıkları da ayrı bir veri. Uzun stoperler ve Bale ve Moore gibi uzun golcüleri olduğunu da biliyoruz.
Ne olabileceğini doğal olarak ancak tahmin edebiliriz ama sahada işler akışa, duruma göre çok çabuk değişebildiği için futbolu seviyoruz. Dün akşam İspanya topu ayağında utanmasa yüzde 90 tutacaktı İsveç’e karşı ama gol atamadı. Sağlam bir kontrada da az kalsın yiyordu. 850 civarında pas yapmış, İsveç 130 kadar. Ama durum ortada!
İşin bizi ilgilendiren tarafı da benzer. Genel noktalardan başlarsak, İtalya maçının analizi yapılmıştır mutlaka. Tabii ki daha önce de belirttiğim gibi “gömmeyeceğiz” ama panik bir yanımız olduğu da gerçek. Bunun nedeni de teknik direktörümüz. Çok çabuk, kolayca “dengesini kaybedip”, tuhaf açıklamalar, davranışlar içine girebiliyor. Takım da etkileniyor tabii ki! Herkes bütün maçlarını kazanıp hep mutlu olmak ister ama bu ütopya. Yani öncelikle sakin olmalıyız. Adamlar geride ve ileride uzun, hava toplarıyla iş yapmaya kalkmak sorun yaratabilir. Topu kaybederiz. Yerden oynamalıyız. Kanat organizasyonlarıyla iş yapmak istediğini dile getiren hocamız bunu destekleyecek bir kadro daha doğrusu İtalya maçına göre bazı değişikliklerle sahaya çıkmayı düşünecektir. Bunların başında da İrfan Can ve Cengiz geliyor. İtalya maçında Caner’i aradık! Ama bunu da şimdi deşmeyeceğim. Yüksek toplara karşı önlemlerimizi de alacağız mutlaka. İsviçre maçının son yarım saati Galler’in neler yapabileceğine ilişkin işaret vermiştir, genel kanı Merih’in bu maçta oynamayacağı üzerine ama sağlam, hırslı ve rakibi yıldırıcı bir görüntüde olduğunu da unutmayalım.
Bakü’de olacağız, dolayısıyla bu da bir avantaj! Tribünler bizim olacak! Kullanalım bunu.
Kazanmamız gereken bir maç! Kazanırız da! İtalya’dan üç yiyerek averaj bozduk ama ikinci olabiliriz! İsviçre maçı daha zor, göründüğü kadarıyla. Elenmemiz çok saçma olur! Ha gayret..
Gazeteciliğe Yankı Dergisi’nde başladı. Ankara Ün.SBF ve AÜ. İkt. Fak. bitirdi. Gelişim Grubu’na, Hıncal Uluç’un ekibine girdi; Burada Söz Gazetesi ile birlikte aralarında Gelişim Spor, Erkekçe, Kadınca, Nokta gibi dergilerin bulunduğu yayınlarda, Sabah Grubu’nun Aktüel, Para dahil bütün dergilerinde, Yeni Yüzyıl, Radikal/Fanatik ve 16 yıl sürecek Vatan Gazetesi’nde muhabir, büro şefi, haber müdürü, temsilci olarak görev yaptı. Bu arada Ankara Radyosu, Türkiye’nin Sesi Radyosu, TRT 1, TRT 2, TRT Spor ve TRT Türk kanallarında yorumcu ve moderatör olarak çalıştı. NTV ve NTV Spor başta olmak üzere pek çok tv kanalında spor yorumcusu olarak yer aldı. 12 yıldır Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Spor Gazeteciliği dersi veriyor. Halihazırda TRT SPOR ve TRT Ankara Radyosu’nda spor yorumcusu olarak yer alıyor.