Dile kolay, Trabzonspor’un son şampiyonluğunun üzerinden tam 38 yıl geçmişti. “38” i yazması da söylemesi de kolay ama yaşaması bir ömür…
Düşünün… Bordo-Mavili takımın son kez şampiyonluk kupasını kaldırdığında 10 yaşında olan çocuk, 48 yaşında ikinci şampiyonluğu gördü.
Ne mi oldu bu 38 yılda!
Trabzonspor’un şampiyonluğu birkaç kez direklerden döndü. Şampiyonluk her direkten dönüşünde Bordo-Mavili camia daha “hırsla ve sinirle” daha çok hata yaptı. Hata yaptıkça da hasret sürdü.
Ne zamana kadar?
Taaa ki; Ahmet Ağaoğlu ve arkadaşları iş başına gelip, “hırs ve sinir” yerine ortaya bir “akıl” koyana kadar. “Akıl” işin içine girince, elbette “plan”ı da beraberinde getirirdi. Ağaoğlu, futbol anlayışına ve çalışma disiplinine inandığı Abdullah Avcı’yı, büyük risk alarak, -ki başarısızlığı nedeniyle, 28 maçta 14 yenilgi, 3 beraberlik, 11 galibiyet almış, Beşiktaş’tan neredeyse tekme tokat kovulmuştu!- iş başına getirdi.
Avcı’nın başarılı olması için, sabırla ve inançla, yolunu açacak kararlar aldı. “İstek”lerini “olanak”larla sınırlandırdı. Hep arkasında durdu. Ama gerçekten durdu.
Hatırlarsınız; Trabzonspor geçen sezon da şampiyon olabilirdi ama -hadi birtakım talihsizlikler nedeniyle diyelim de, ortamı germeyelim- Başakşehir ipi göğüsledi.
Bu, geçmişte olduğu gibi, Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu ve arkadaşlarının “hırsla ve sinirle” her şeyi sil baştan yapmasına neden olmadı. Onlar “akılla ve “planla” yollarına devam ettiler.
Öyle ki, şampiyonluk bu kez “kaçınılmaz” olarak geldi. Hatta bu şampiyonluk Türkiye tarihinin en erken ilan edilen şampiyonluğu da olabilirdi…
Türkiye cumartesi akşamından beri Bordo ve Mavi renklere büründü ve 38 yıl sonra gelen şampiyonluğun tadı çıkarılıyor. Sonuna kadar hak ettiler… Üstelik korkulan taşkınlıklar da yaşanmadı.
Günün moda sorusunu yöneltip, “Peki bu şampiyonluk kime yazar?” diye soracak olursanız…
Bana göre ilk önce Başkan Ahmet Ağaoğlu’na yazar, sonra teknik direktör Abdullah Avcı’ya…