ozdamarekrem@gmail.comMilli Sporculuk: Atletizmde Türkiye Rekortmeni, ISF 2. Balkan Şampiyonu, Avrupa 2., Dünya Oyunları 1., İslam Oyunları 1. Uluslararası kürsüler…Öğretmen Lisesi, Spor Akademisi Mezunu. GSGM Uzman Antrenör, GSGM İl Spor Müdürü Yardımcısı,Gazetecilik: TV Yapımcı, Yönetmen (61 adet Türkü Filmi, MagazinProgramları, Spor Programları, Haber, Drama Filmleri, Kurtuluşun İlk Kurşunları gibi belgeseller...
Budapeşte Dünya Atletizm Şampiyonası ışığında Atletizm’de Periyotlama hatası denince bazı olumsuz örnekler Spor Teşkilatı’nın dikkatini çekiyordur umarım…
Öteden beri hedef müsabakaya hazırlanmak, performansın zirvesine, amaçlanan yarışmada ulaşmak, tüm dünyanın önemle üzerinde durduğu, araştırmalar yaptığı bir konu…
İleri seviyedeki sporcular ve özellikle yüksek performans antrenmanı yapan atletlerde hazırlık 1 hazırlık 2 gibi dönemler; genel özel teknik ve müsabaka kondisyonu evreleri içerik, hacim kalite gibi özelliklerde önemli farklılıklar içeriyor… Her gün gelişen araştırmalar ışığında yenilenen metodlar çerçevesinde…
Spor ve özellikle sporların anası atletizm; yüklemelerde oluşan kayıpların yerine konması sürekli kan değerlerinin takibi ile, performans ve antrenman bileşenlerinin spor bilimi eşliğinde genel geçer metodlarla konunun uzmanları ile yürütülmesine spor tıbbı gözetimine ve spor diyetisyenlerinin yakın takibine ihtiyaç duymaktadır…
Dünyada birçok ülke tecrübeler ile spor tıbbı gelişmelerini ve olmazsa olmaz araç ve gereçlerle çalışmalarını yürütüyorlar… Örneğin son dünya şampiyonasında özellikle 800, 1500 erkek ve bayanlarda ve genel olarak tüm atletizm dallarında İngiltere’nin başarılarını ancak böyle izah edebiliriz.
…Ve orta mesafe koşularında bir zamanlar inanılmaz dünya rekorları kıran bugünkü World Athletics’in Başkanı Sabastian Coe’nun tecrübe ve başarı metodlarını atletlerine aktardığını, son başarılarda payının büyük olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok…
Ayrıca İngiltere şampiyon sporcularına ödül vermiyor. Ama sosyal spor devleti olarak yeteneklerin tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Devlet Sanatçısı gibi sporcularını Devlet Sporcusu statüsü içinde değerlendiriyor…
İngiltere’nin Olimpiyat Dünya ve Avrupa spor başarılarında böyle bir devlet zihniyetinin payı çok büyük.
Bize gelecek olursak, Budapeşte’deki Dünya Şampiyonası’nda neden tek madalya dahi alamadık?
Bıraktık madalyayı puan bile alamadık.
Yani sporcularımız finale kaldı, ama final yarışlarında ilk 8 arasına kalamadı. 1’den 8’e kadar puan var. 8. 1 puan alirken 1.ise 8 puan alıyor…
Hâlbuki, sporcularımız şampiyona barajlarını üstün performanslar ile geçmislerdi… Ancak hedef müsabakada baraj derecelerinin yanına bile yaklaşamadılar…
Bu başarısızlığın birçok nedeni var… ‘Devşirmelerle zaten bu kadar olurdu’ diyenler var. 110 metre engelli koşuda masterlarda Dünya Şampiyonu Murat Kaçar gibi ‘periyotlama hatası yapılıyor’ diyenler var… ‘Çapımız bu kadar’ diyenler ise çoğunlukta… Peki hiç adı sanı duyulmamış ülkeler dahi madalya ve puanlar alırken 85 milyon nüfuslu Türkiye nasıl oldu da bu kadar geri düştü?
Bence en önemli etken, bir türlü spor bilimi ülkesi olamayışımız… Branşlarda üstün nitelikli uzman kafrolarimızı oluşturamayışımız.
1977’de Almanya’da dünyanın ilk Yüksek Atlama Profesörü Dragan Tantic ile bir dönem antrenman yapmıştım… Kendisi Almanya Köln Spor Akademisi’nde yüksek atlama dersi veriyordu. Alman Milli Takımı Yüksek Atlama Antrenörü idi…
Alman yüksek atlayıcılarını Yüksek Atlama Profesörü çalıştırdı da ne oldu?
Benim de bir dönem birlikte antrenman yaptığım sporcular, Dietmar Mogenburg, Carlo Trenhard gibi yüksekçiler 10 yıl içinde Olimpiyat, Dünya Avrupa Şampiyonu oldular… Dünya rekorları kırdılar… Mesela o yıllarda Ekrem Özdamar 19 Mayıs Genclik ve Spor Akademisi’nde değil de Köln Spor Akademisi’nde eğitimine devam edip Dragan Tantic ile çalışsaydı ne olurdu?
Böyle bir organizasyona spor teşkilatı imza atma basiretini gösterseydi 2.20, 2.35 olur muydu? Evet olurdu…
Olimpiyatlarda başarılar elde edebilirdim… Çünkü tüm Olimpiyat başarılarında 2.35 her zaman kürsüde olmuştur.
Tabi ki, konu Ekrem Özdamar değil, onun nezdinde tüm atletlerimiz…
Ersu Şaşma İsveç’te Armand Duplantis ile antrenman yapabiliyor mu? Dünya rekortmenini yakinen takip etmek, spor bilimi adına ne gibi metodlarla çalışıyor izlemek için, Türkiye’de çalışma ortamı sunabiliyor muyuz?
Hayır…!
Spor Tıbbı ve Spor Bilimi netodolojisine ve elde etme organizasyonlarına uzak olduğumuz maalesef bir gerçek…
Buradan son başarıları ile dünya çapında yıldızlar, gençler, büyükler katagorilerinde yüksek başarı grafikleri elde eden voleybola ve Filenin Sultanları’na dikkat çekmek istiyorum.
Bu yüksek ve devamlı başarı grafiğinin temelinde öncelikle kulüpler seviyesinde iyi organize olmak yatıyor…
Ve bu başarı hikayesinin temelinde Eczacıbaşı Voleybol Kulübü var… 30-40 yıl art arda defalarca Türkiye Şampiyonu olan bu takım bayan voleybolunda ilk temelleri atmıştır…
Bu temel spor bilimi ile atılmıştır. Üsküdar Altunizade’deki Burhan Felek Spor Kompleksi’nde Voleybol Hotelini gidip görürseniz, Türkiye Voleybol Federasyonu’nun voleybola hangi çapta değer verdigini anlarsınız…
Güreşte, Taekwondo, Boksta üstün başarılara imza atan Türkiye, atletizmde de büyük başarılar elde edebilir.
Nasıl?
Spor Bilimi ile ve teorik, pratik başarı yaşamışlıkları olanları, branş tecrübelilerini değerlendirerek… Atletizm kulüplerimizi daha çok destekleyerek… Branş profesörleri yetiştirerek…