Yükselen Değer Türk Hentboluna Ülkece Destek Vermeliyiz

Hentbol seyir ve heyecan yönünden futbolla yarışacak kadar güçlü bir spor dalıdır. Ülkemizde 1927 yılları arasında açık alanda oynanan hentbolu ben, 1950’lerde okullarımda oynadığımı hatırlıyorum. O yıllar açık sahada çok daha yorucu, güç isteyen bir spordu. Tarihine baktığımızda; Cumhuriyet ile birlikte spor ciddi olarak organize edilince; İdman Cemiyetleri İttifakı 1934 yılında hentbol kurallarını ‘Eltopu’ olarak açıklanmıştır. İlk maç 1938’de oynanmıştır. Rahmetle anılan Vedat Abut, Faik Gökay ve Vahit Çolakoğlu, bu spor dalında hizmet veren yöneticilerden bazılarıdır. Voleybolla birlikte kurumlaşan Hentbol, Spor Oyunları Federasyonunun çatısı altında gelişmesine devam etmiş, 1942-43 yıllarında İstanbul’da Hentbol Ligi kurulmuş, ilk şampiyon Defterdar takımı, sonra 1943/44 ve 1944/45’te Fenerbahçe, 1945-1955 sezonlarında da Galatarasay şampiyon olmuş, ilk Türkiye Şampiyonluğunu da Kara Harp Okulu takımı kazanmıştır. Sahadan salona dönüş biraz zaman almış, ilk salon hentbolu 1974-75 yıllarına kadar beklemiştir. Sevgi ile andığımız uzun ömürler dileğimiz Ali Şevki Erek’in spor bakanlığında Beden Terbiyesi Genel Müdürü merhum Talat Akgül’ün gayreti ile 4 Şubat 1976’da Hentbol bağımsız tek başına federasyon olabilmiştir. Türk hentbolu aradan geçen bugünlere kadar hak etmese de gölge kalmış, ülkede şampiyonluklar kazanan takımlar da hak ettikleri takdiri ve desteği alamamışlardır. Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan bir törende sohbet ettiğim o günlerin Beşiktaş Spor Kulübü Başkanına Beşiktaş’ın şampiyonluklar alan hentbol takımına daha çok destek olunmasını söylediğimi hatırlıyorum.

Bugünlere gelince: Tüm istatistikler Türk Hentbolunun erkeklerde ve kadınlarda bir yükseliş grafiğini çizdiği görüyoruz. Başta Spor Bakanlığı, spor kulüpleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın Avrupalı güçlü rakipleri de bileğinin hakkıyla yenerek başarılarını çoğalttıklarına şahit olduğumuz Hentbola hak ettikleri desteği vermeleri gerektiğini belirtmek isterim. Çünkü; Türk Henbolu artık bu ülkenin önde gelen bir spor dalı olmuştur. Emeği geçen yöneticileri ve tüm sporcuları kutluyor, başarılarının devamını bekliyorum.

Erdoğan ARIPINAR

e.aripinar@gmail.com

Türk Spor Ajansı’nın Kurucusu ve Genel Yayın Müdürü

Balıkesir Lisesi mezunu, Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde okudu. Askerliğini Yedek Subay Öğretmen olarak Erzincan Lisesi’nde yaptı.

75 yıllık gazeteci Türkiye Spor Gazetesi’nde muhabir, Cumhuriyet Gazetesi’nde Spor Servisi Şefi, Günaydın Gazetesi’nde Genel Müdür, Hürriyet Gazetesi’nde Haberler Müdürü olarak çalıştı. Basın Şeref Kartı sahibi.

TGC üyesi, TSYD’nin Kurucu Genel Sekreterliğini yaptı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin en kıdemli üyesi. TMOK Fair Play Komisyonu Başkanı, CIFP (Dünya Fair Play Konseyi) Başkan Yardımcısı, EFPM (Avrupa Fair Play Birliği) Onursal Üyesi, Azerbaycan Bakü Spor Akademisi’nden Fahri Doktora Unvanı sahibi, IOC’nin en büyük ödülü ‘Olimpic Order’ nişanına sahip. 6 Yaz 1 Kış Olimpiyatı ile Türkiye’nin en çok olimpiyat izleyen gazetecisi.

Oy Sandığı, Ülkemin Sporu İçin ve Fair Play adlı 3 kitabı, 2024 yılında yayınlanan Kağıt Fener adlı bir de şiir kitabı var.