Betpasgiris.vip restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com güvenilir casino siteleri casino siteleri deneme bonusu deneme bonusu nakliyat

sporgüncel spor haberlerifenerbahçegalatasaraybeşiktaştrabzonspor
DOLAR
34,2433
EURO
37,8225
ALTIN
2.923,92
BIST
8.898,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
27°C
İstanbul
27°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
30°C
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Yağmurlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

Prof. Dr. Seyhan HASIRCI

dr.hasirci@t-online.de TMOK Üyesi ve Fair Play Komisyonu üyesi olan Prof. Dr. Seyhan Hasırcı, Koblenz Landau Üniversitesi Spor Bilimleri Enstitüsünde ders verdi. İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi, 2003 ten beri Almanya Olimpik Spor Birliği bünyesinde bulunan Türkiye masası danışmanı olarak görevini sürdürmekte. UEFA Taraftar experi olan Hasırcı, 2014 Yılından itibaren Spor Psikoloğu olarak çalışmalar yapmakta. Prof. Dr. Hasırcı’nın Spor Psikolojisi alanında birçok kitap ve makaleleri bulunmakta. 

2024 Paris Olimpiyat Oyunlarının Ardından

13.08.2024
0
A+
A-

Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları muhteşem bir kapanış töreni ile sona erdi. Doğrusu geride bıraktığımız organizasyon ile ilgili olarak, pek bir şeyler yazma eğiliminde değildim, ancak yine dayanamadım ve düşüncelerimi sizinle paylaşmaya karar verdim.

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; 2004 Atina, 2008 Pekin, 2012 Londra, 2016 Rio ve 2020 Tokyo (Ki! 2021de yapıldı) olimpiyatlarının ardından, Ülke sporumuzu yönetenlerden her defasında bol miktarda nasihat dinledik. Ve yine her defasında bizi başarıya götürebilecek sistemden hiç bahsedilmeden, bir sonraki olimpiyatlarda daha fazla madalya alacağımızın (Sistemde sürekliliği ve istikrarı sağlamadan madalya almanın bana göre hiçbir önemi yok madalyasızda dönebiliriz!) sözü verildi.

Ülkesini seven ve başarılarından gurur duyan spor insanları olarak, tüm olumsuz yaklaşımlara rağmen, sabırla ve ısrarla her olimpiyat oyunları sonrasında, nelerin yapılması gerektiğini, alınması gereken önlemleri en detaylı bir şekilde ortaya koyarak ilgililere ilettik. Şimdi, bu düşüncelerimizi bir de sizlerle paylaşmak istiyorum. Başarıyı yakalamak ve sürekliliği sağlayabilmek için, söylenecek çok şey var ancak birkaç tanesine değinmeden geçemiyeceğim, öncelikle bugünden itibaren yapılması gerekenler;

  • Ülke düzeyinde bilimsel anlamda yetenek belirleme taraması yapılarak, küçük yaşlardan itibaren yetenekli çocuklarımız titizlikle seçilmeli,
  • Seçilen yetenekler, kendi yörelerinde işin uzmanı çalıştırıcılarla eğitilmeli,
  • Hiç kuşkusuz, bu çocukları eğitecek kadroların da öncelikle eğitici eğitimleri tamamlanmalı, eli defter-kalem tutan, kendilerini sürekli geliştirme eğilimi içinde olan ve kitap okuyan dil bilen antrenörlerle donatılmalı,
  • Madalya aldıktan sonra değil, madalya alabileceklere önceden ekonomik desteğin sağlanması gerekmektedir.

Yukarıdaki önerilerimizi defalarca yetkililere aktardık, ama maalesef bir türlü anlatamadık. (Bu konuda neler yaptığımız, zamanın Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’a sorup öğrenebilir.)

Sonuç; Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarına tarihimizin en kalabalık sporcu ve idareci katılımı ile gittik, ancak en başarısız sonuçları alarak geri döndük. Bu sonucun oluşmasında rol alan kişilere gelince; öncelikle hayatında hiç spor yapmamış bir spor bakanına sahip olmamız, ülke sporunu yöneten ve spor genel müdürlüğündeki yanlış ve taraflı atama ve kadrolaşmalar, yetersiz ve yeteneksiz Federasyon başkanları, milli takım antrenörleri ve özellikle sporculara psikolojik destek veren kişiler, tüm bu kişiler hiç kuşkusuz bu sonucun oluşmasına katkı koymuş ve sınıfta kalmış kişilerdir.

Federasyon başkanları, Uluslararası federasyonlarda kendilerine yer bulma yarışını bırakıp ülke sporuna hizmet etseler, hem kendi spor dalları için en güzel hizmeti yaparak başarılı sporcular çıkaracak, hem de kendilerine beklentileri doğrultusunda uluslararası alanlarda rahatlıkla yer bulacaklardır. Bana göre bu olimpiyat oyunları, birkaç sporcu dışında ülkemizin en başarısız olduğu olimpiyat oyunları olarak, tarihin sayfalarında kara bir leke olarak yerini almıştır.

Paris 2024 yaz olimpiyatlarını eleştirmek ve bir suçlu arama eğiliminde değiliz. Bu organizasyonda Ülkemiz açısından bazı güzel gelişmeler olduğunu, umutlarımızın yeşerdiğini söylemek de mümkün tabi. Bu nedenle Erkekler Sırıkla yüksek atlama yarışmasına değinmeden geçemeyeceğim. Bu branşta Ülkemizi temsil eden sporcumuz Ersu Şaşma’nın inanılmaz yükselişi ve olimpiyat beşinciliği, bana göre altından daha değerlidir, bu başarısından dolayı Ersu’yu içtenlikle kutluyorum. Tabi bu branşta İsveçli Atlet Armand Duplantis’in 6.25 metrelik yüksekliği geçerken bize yaşattıklarından bahsetmek gerekiyor. Duplantis, önce Olimpiyat Oyunları rekorunu ve ardından Dünya rekorunu kırarak bu olimpiyat oyunlarında unutamazların içerisine girerek bir ilke imza atmıştır. İsveç Kralı Karl Gustaf’ın eşiyle birlikte Locasında sporcusunu hayranlıkla izlemesi daha da güzel bir görüntü olarak akıllarımızda kalacaktır. Yine yüzme sporumuzda genç yaşına rağmen inanılmaz bir derece ile finale kadar gelen Kuzey Tunçelli’yi unutmamamız gerekir ve umarım bu performansını daha da geliştirerek devam ettirir.

Paris olimpiyatlarında beşinci olan iki cimnastik sporcumuzun aldığı dereceler başarı olarak değerlendirilmelimidir? Cimnastik sporunun zorluğunu ve yarışma stresini çok iyi bilirim. Anında ve gününde olmak gibi bazı kavramlar vardır, ama bundan daha önemlisi günü ve yarışmayı yönetebilmektir. Halka aletinde Dünya ve Avrupa şampiyonu olan Adem Asil’in (tek bir Olimpiyat madalyası eksikti) bu yarışta beşinci olması, bana göre istediği performansa ulaşabilmesini sağlayamamıştır ya da sporcumuza bu imkan sağlanamamıştır.  Paralel aletindeki beşinciliğimiz de enteresandır. Daha önceki olimpiyat oyunlarında üçüncü olan Ferhat Arıcan, bu oyunlarda başarısını daha da geliştirmesi gerekirken beşinci olmuştur. Peki burada sorun nerede? (Psikolojik mi, Fiziksel mi, Ekonomik mi) Bizlere bu konularda birtakım sorular sormak, yetkililere de bu sorulara yeterli ve güvenilir açıklamalar yapması düşer, bunu beklemek en doğal hakkımızdır.

Aslında bu soruların sorulması gereken kişiler; yetersiz hakem ve antrenörleri, spordan para kazanmak uğruna, olimpiyat ruhuna yakışmayacak bir şekilde böylesi önemli yarışmala götürerek, hüsran dolu sonuçlar alınmasına olanak sağlayan Federasyon Başkanları değil midir?

Şayet bana bu konuyla ilgili olarak, “Federasyon Başkanları mı yarışacaktı?” diye sorarsanız, ben de size şu soruları sorarım; Federasyon yönetim kurullarına baktığınızda bu sporun içerisinden gelmiş kaç kişi var? Kendi branşımız olduğu için söylüyorum, (diğer branşlarda da durum farklı değildir) Ülkemizde akademik olarak kendisini yetiştirmiş hatta Profesör olmuş ve ayrıca spor geçmişi olan (en kalabalık grup cimnastik federasyonunda var) bunca birikimi olan insandan siz kaçına görev verdiniz, ya da kaçına danıştınız? Bu başarısızlıktan sonra “Olimpiyatlarda başarısız olduk…” deyip sıyrılıp gitmek yok, bu sorulara cevap vermek zorundasınız. Bu sorum tüm Federasyon Başkanlarını kapsıyor.

İşte böylesi bir sistem içerisinde sporumuzdan ve sporcularımızdan başarı beklememiz bana göre hayal kurmaktan öteye gitmez. Hani nerede onlarca Spor Bilimleri Fakültelerimiz? Hani nerede Spor bilimi derneği ve yönetenleri? Sanırım hepsi tıpkı Federasyonlar gibi mevki ve makamlarını koruma sevdası içerisinde sessiz ve pısırık kalıyorlar, bir tanesi de çıkıp “bizler de bu sonuçtan memnun değiliz.” deme cesaretini gösteremeyeceklerdir.

Özet olarak; Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarına katılan tüm sporcularımız Türk Milletinin göz bebeğidir. Onlar ellerinden geleni yapmaya çalıştılar, ancak başta Spor Bakanı, Spor Genel Müdürü ve Federasyon Başkanları sporun başındaki yöneticiler olarak son derece başarısız oldular. Bu nedenle birazcık onurları varsa, hiç zaman kaybetmeden istifa etmeleri ve bir daha da aday olmamaları gerekmektedir.  Olması gereken en doğru hareket budur. İzin verin, siyaseti bu işin içine katmadan her federasyon yeni kişilerle siyaset dışı bir anlayışla liyakat esasına göre kendi yönetimini seçsin. Bir de böyle deneyelim ne dersiniz?

Saygılarımla

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.