bahrivreskala@gmail.comİstanbul-İzmir Gençlik ve Spor e. İl Müdürü, TMOK Konsey Üyesi, İzmir KulüplerBirliği Kurucu ve Danışma Kurulu Üyesi, Türkiye Futbol Adamları Derneği İzmirŞube Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Ege Tenis Eğitim VakfıKurucu Üye ve Başkanı, Atletizm, Futbol, Masa Tenisi, e. Hakemi, Atletizm, SualtıYüzme Federasyonları e. Üyesi.
Cumhuriyetimizin ilan edildiği 29.Ekim.1923 tarihinden itibaren günümüze kadar yapılan bütün Yaz Olimpiyatlarına katılan Ülkemiz, 26.Temmuz-11.Ağustos 2024 tarihlerinde Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan Olimpiyatlarda maalesef başarılı olamadı. 26 Temmuz 2024’te Paris’te gerçekleştirilen Olimpiyat açılış töreninde , şanlı Bayrağımızı, 2020 Tokyo Olimpiyatlarında altın madalya alan milli okçumuz Mete Gazoz ile milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli taşıdılar. Ancak her iki sporcumuz da altın madalya alamadılar. Düzenlenen 33. Yaz Olimpiyat Oyunları’na 102 sporcuyla katılırken, milli boksör Tuğrulhan Erdemir yasaklı madde (doping) kullanma gerekçesiyle oyunlarda yarışamadı. 206 ülkeden 10.714 sporcunun katıldığı yarışmalarda, 18 farklı spor branşında mücadele eden, 54 kadın, 47 erkek olmak üzere toplam 101 sporcumuz, 5 bronz ve 3 gümüş olmak üzere 8 madalya aldılar. Kadınlar boksta Buse Naz Çakıroğlu 50 kiloda ve Hatice Akbaş 54 kiloda, atıcılıkta Yusuf Dikeç ve Şevval İlayda Tarhan’dan oluşan milli takım 10 metre havalı tabanca karışık kategorisinde gümüş madalya, Güreşte Taha Akgül erkekler 125 kiloda ve Buse Tosun Çavuşoğlu kadınlar 68 kiloda, boksta Esra Yıldız Kahraman kadınlar 57 kiloda, tekvandoda Nafia Kuş Aydın kadınlar +67 kiloda, okçulukta Mete Gazoz, Muhammed Abdullah Yıldırmış ve Ulaş Berkim Tümer’den oluşan Klasik Yay Erkek Milli Takımı bronz madalya kazandılar. Ülkemiz Olimpiyat tarihinde atıcılık branşındaki ilk madalyasını kazandı. Bu sonuçla birlikte atıcılık branşı, olimpiyat oyunları tarihi boyunca madalya kazandığı 10. spor dalımız oldu. Oyunlarda başarılı bir oyun sergileyen A Milli Kadın Voleybol Takımı ise dördüncü oldu. Mete Gazoz, Muhammed Abdullah Yıldırmış ve Ulaş Berkim Tümer, takım kategorisinde madalya aldılar. Ne acıdır ki; olimpiyat oyunları tarihinde en başarılı olduğumuz ve 11 sporcu ile katıldığımız “Ata sporu” güreşte 36 yıl sonra grekoromen stilde madalya kazanamadık. Benzer bir durum yine grekoromen güreşte yaşanmış, gençlerimiz, Seul 1988 Olimpiyat Oyunları’nda madalya kazanamamıştı. 16 sporcu ile katıldığımız Atletizmde ise maalesef hiç başarılı olamadık. Sadece 2 sporcu finallere kaldı, yarışı tamamlayamayanlar da oldu. Paris’te 7 milli sporcumuz; Atletizmde Ersu Şaşma, jimnastikte Adem Asil ve Ferhat Arıcan, judoda Kayra Özdemir ve Salih Yıldız, tekvandoda Merve Dinçel Kavurat, yüzmede Kuzey Tunçelli oyunları 5. sırada bitirdi. Halterde de Muhammed Furkan Özbek, oyunları 4. sırada tamamladı. Ancak Tokyo Olimpiyatlarında altın madalya alan Busenaz Sürmeneli ve Mete Gazoz başarılı olamadılar. Bazı sporcularımızın mücadelelerinde gösterdikleri azim ve hırslı olmaları bizlere gelecek için umut verdi. Yüzmede 1500 metrede 5. olan 16 yaşındaki Kuzey Tunçelli, okçulukta bireyselde çeyrek final gören 17 yaşındaki Elif Berra Gökkır, eskrimde son 16 turunda mücadele eden 21 yaşındaki Nisanur Erbil, halterde 4. olan 23 yaşındaki Muhammed Furkan Özbek ve boksta gümüş madalya elde eden 24 yaşındaki Hatice Akbaş, Milli modern pentatletimiz İlke Özyüksel Mihrioğlu, final yarışında binicilikte 293, eskrimde 205, yüzmede 280, lazer koşusunda ise 642 puan alarak toplamda 1420 puan ile Olimpiyat 6.sı olarak oyunları tamamladı. Sporcularımızın öz verili mücadeleleri hepimizin dikkatini çekti. 206 ülkenin katıldığı oyunlarda Macaristan ile Türk Devletleri Teşkilatına üye ve gözlemci ülkeler oldu. Bunların arasında en başarılı mücadeleyi Özbekistan gösterdi. Özbekistan olimpiyatları 8 altın, 2 gümüş ve 3 bronz olmak üzere 13 madalyayla bitirdi. Macaristan 6 altın, 7 gümüş ve 6 bronz olmak üzere 19 madalyaya ulaşırken, Azerbaycan 2’si altın, 2’si gümüş ve 3’ü bronz 7 madalya kazandı. Kazakistan 1 altın, 3 gümüş ve 3 bronz olmak üzere 7 madalya elde ederken, Türkiye 3’ü gümüş ve 5’i bronz 8 madalyanın sahibi oldu. Kırgızistan da 2 gümüş ve 4 bronz madalya olmak üzere 6 madalyaya ulaştı. Ülkemiz ise 1984 yılından beri, 40 yıl sonra ilk defa altın madalya alamadan olimpiyat tamamlandı. Yarışmalarda kadın sporcularımız öne çıktı. Altın madalya alamamak, sıralamada 64’üncü olmak, doğal olarak hepimizi üzdü. Sporcularımız bugüne kadar katıldığı 24 olimpiyattan 19’unda madalya kazanmıştır. En çok madalya kazandığımız olimpiyatlar; 6 altın, 4 gümüş, 2 bronz kazandığımız 1948 Londra, 7 altın, 2 gümüş kazandığımız 1960 Roma ve 2 altın, 2 gümüş, 9 bronz madalya kazandığımız 2020 Tokyo olimpiyatlarıdır. Günümüze kadar 41 altın, 30 gümüş ve 41 bronz olmak üzere toplam 112 olimpiyat madalyası kazanıldı. Son yıllarda yurdumuzun her yerinde eskiye göre çok fazla spor tesisi ve spora hizmet yapılmasına rağmen neden başarılı olamadık ? Olimpiyatlardaki başarısızlığın ardından Spor Bakanı Sayın Osman Aşkın Bak sosyal medyada çok eleştirildi. Ülkemiz için “bir altın bile alamadık, koca ülkeye yakışmadı” yorumları yapıldı. Bana göre burada Sayın Bakanın hatası yoktur. Devletimiz her türlü imkanı sporumuza verdi. Sayın Bakan kendisi sorumlu olarak devletimizin tüm imkanlarını spora yönlendirdi. Başarısızlık teknik heyetlere sorulmalı, uygulanan sistem yeniden gözden geçirilmelidir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Sporda başarılı ülkelerin uyguladıkları sistemi gençlerimize uygulamak yeterlidir. İtalya’nın Paris’te kazandığı 12 altın madalyanın 3’ü, yaklaşık 9 bin nüfuslu bir kasabadan, Roncadelle’den çıktı. Brescia şehrine bağlı kasabadan kadın Voleybol takım kaptanı Anna Danesi ile birlikte Giovanni De Gennaro slalom, Alice Bellandi de judoda altın madalya kazandılar. Biz 85 milyonluk büyük bir ülkeyiz ama bir altın alamadık. Nüfus ve konum olarak bizden çok küçük ülkeler daha başarılı oldu. Azimli ve hırslı olan gençlerimize güvenmeliyiz. Ancak sporcularımız da spordaki başarılarını aksatacak başka işlere de yer verirlerse bu doğru değildir. Zira başarısızlığa bahane aramak kolaydır. Önemli olan yapılan yanlışları tespit etmektir.
Yapılması gerekenler;
** Sağlık … Özellikle gelecek vaad eden yıldız sporcuların sağlığı ve yaşamları ile ilgilenmek önemlidir. Oyunlardan önce bir sporcumuz, kulak ağrısı için aldığı ilacı kullanmadan önce doktorlara danışmış, doktorun kullanabilirsin onayından sonra kullanmış ama ilaç yasaklı madde “doping” çıkmış, sporcu yarışmalardan men edildi. Paris’e gitmeden önce doping nedeniyle 3 oyuncumuzun Olimpiyatlara gidemeyeceği belli olmuştu. Biri de oyunlardan bir gün önce Paris’te, doping nedeniyle oyunlardan men edildi. Bu gibi durumlar yıldız sporcuların korunamadığını göstermektedir. Son yıllarda doping nedeniyle bir çok sporcumuz uzun süreli cezalar almış, bir kızımız da ömür boyu spordan men edilmişti.
**Sporcunun korunması – İlgisizlik; Altın madalya almış başka bir sporcumuz reklam uğruna çalışmalarına dikkat edemedi, altın beklerken başarısız oldu. Bu da o sporcu ile yeterince ilgilenilmediğinin göstergesidir.
**Liyakat ; Sorumluluk gerektiren resmi spor kuruluşlarının başına o spor dalında ter dökmüş kişi iyi bir yönetici olur. Ama bazen tam tersi de olabiliyor. O nedenle bu makamlara yöneticilik işini iyi bilen, seven ve özel ilgilenenler gözetilerek atama yapılması daha uygun olacaktır.
** Eğitim ve spor ; Eğitim ve spor birbirini tamamlayan ayrılmaz ikilidir. Ders müfredatında spora çok fazla yer verilmelidir. Spor ve eğitim dengesi, hem akademik başarıyı destekler, hem de fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığı koruma amacını taşır. Spor yapmak, öğrencilere disiplin, zaman yönetimi ve işbirliği gibi becerileri kazandırırken, eğitim de öğrencilere, problem çözme ve iletişim yetenekleri kazandırır. Spor ve eğitim ilişkisi nedir diye incelediğimizde, eğitimin sporun en önemli boyutlarından birisi olduğunu görürüz. Spor bu boyutuyla ele alındığında iki şekilde değerlendirilmesi gerekir. Spor için eğitim ve eğitim için spor. Spor için eğitimde spor amaçtır ve sporun en üst düzeyde gerçekleştirilmesi için eğitimden yararlanılır. Günümüzde maalesef eğitimde yeterli spor saati olmadığını, ayrıca eskiden spor sahası olan büyük okul bahçelerinin okula gelir getiren araba oto parkları olarak kullanılmaktadır. Spor sevgisi çocuklukta aşılanır. İşbirlikçi öğretim modellerinden biri olan spor eğitim modeli, öğrencilerin spor alanında bilgi ve becerilerini geliştirmelerini sağlayan etkili bir yaklaşımdır. Bu konuda Amerika’da çok yönlü öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen, bunun için sporu araç olarak kullanan ve özel bir sistem uygulayan NCAA’yı (Ulusal Kolej Sporları Birliği ) görüyoruz. NCAA’de birçok farklı branşta en yetenekli sporcu adaylarına ev sahipliği yapılıyor. Dünyanın en iyi ve en büyük organizasyonlardan biri sayılan bu okulda eğitim alabilmek için öncelikle donanımlı çok iyi bir öğrenci olmak şarttır. Sporda başarılı olabilmek için spor ve eğitimin ayrılmaz bir ikili olduğunu benimsemek, unutmamak çok önemlidir. İşte bu nedenledir ki; Amerika Birleşik Devletleri Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda 40 altın, 44 gümüş, 42 bronz madalya kazandı ve kürsüde 126 defa yer alarak 206 ülke arasında ülke sıralamasında birinci oldu.