İletişimin Türk Sporu Üzerindeki Toplumsal Etkileri

“Güven, yaşamın yapıştırıcısıdır. Etkili iletişimdeki en temel bileşendir. Tüm ilişkileri tutan temel ilkedir.’’

Stephen Covey

Uluslararası alanda saygınlığı kabul görmüş değerli bir iletişim uzmanı, düşünür, yazar ve  kurumsal eğitmen olan Stephen Corey’nin bu sözünü çok kıymetli bulmuşumdur. En basit tanımı ile iletişim doğru anlama doğru değerlendirme ve doğru aktarma sanatı olarak ifade edilebilir.

Bu kısa girizgâhtan sonra iletişimin Türk Sporu üzerindeki toplumsal etkilerini ele alalım. Bugün yazılı görsel ve dijital medyada spor analizleri yapan pek çok yazar, spor adamı, hakem yorumcusu bulunuyor. Peki, hayatımızda önemli bir yer tutan Spor bizlere yani toplumu oluşturan bireylere ne kadar sağlıklı sunuluyor bunu hiç düşündünüz mü?

Toplumun Medyadan beklentisi nedir? Topluma servis edilen bilgi ve yorumların toplum üzerindeki etkisi nedir?

Bu soruları doğru yanıtlamak için Medyayı doğru tanımlamak gerekir. Kısaca her çeşit bilginin bireylere, topluma doğru bir şekilde aktarılması dersek uzun zamandır toplum olarak karşı karşıya kaldığımız garabetin farkına varmış oluruz. Şimdi dilerseniz bu durumu örneklendirelim.

Fenerbahçe Rize maçından sonra Spor Programlarını seyrettim. İnanın bana Futbol dışında her şey konuşuldu. Kaleci konuşuldu, Antrenör konuşuldu, hakem konuşuldu, şaibe konuşuldu, kimi programlarda belaltı espiriler, reyting uğruna yalandan kavgalar, hepsi konuşuldu. İnsanlar hedef gösterildi, Rizespor Başkanı hedef gösterildi. İşi bu maç araştırılsın boyutuna getirenler oldu. Eskiye dönenler oldu, tüm bu tezlere cevap verme refleksi ile yorum yapanlar oldu ama 90 dakika oynan Futbol konuşulmadı. İki, üç saatlik programlarda futbol adına 30 saniye üstü kapalı birkaç kelam edildi hepsi bu.

Topluma doğru bir şekilde aktarılmayan bilginin toplumsal sonuçlar doğuracağını söylersek yanlış olmaz. Zira ‘güven’ ortadan kalkar, kutuplaşmalar başlar. Güvensizliğin hakim olduğu yerde çatışmalar çıkar, diyalog yolu kapanır ve iletişim kopar.

Rize-Fenerbahçe maçına gelince, Fenerbahçe kazandı. Güzel bir mücadelenin ardından beş gollü bir galibiyet geldi. Maçta her iki takım da oyunu kontrol etmeye çalıştı. Fenerbahçe takım savunmasında bloklar arası boşluk bırakmadan doğru alan savunması uyguladı ve kazandığı toplarla hücumdaki üretkenliği ile rahat bir deplasman galibiyeti aldı. Rize çok kaliteli bir takım, özellikle sprinter ve atletik oyuncuları ile seyir zevki veren, tempolu oynayan, sahada doğru yerleşen, mücadele gücü yüksek bir takım. Fenerbahçe karşısında erken yediği ilk gol ve hemen akabinde ikinci yarıda Dzeko’nun attığı ikinci gol takımın mücadele gücünü ortadan kaldırdı.

Hakem kararlarına gelince; verdiği vermediği kartlar ve Fenerbahçe lehine vermediği iki net penaltı kararı ve VAR uygulamasının devreye girmemesi ile izleyenlerden geçersiz bir puan aldı.

Bakalım gözlemci raporları ve MHK bu hakem arkadaşlarımız hakkında ne karar verecek

Soner BARIM

sonerbarim@hotmail.com

1973 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Turizm mezunu. Profesyonel İş Hayatına 1993 yılında Asos Eden Garden Hotel’de başladı. Konak Hotel, Oran Hotel, GK Regency Suites Hotellerinde yönetici – üst düzey yönetici olarak görev aldıktan sonra, 2018 yılından bu yana Sed Bosphorus Hotel İşletmeciliğini yapmakta, bunula birlikte My Activitiy Travel adında bir Seyahat Acentası bulunuyor. Ekol Drama ve İstanbul Tiyatrosu çatısı altında amatör olarak tiyatro yapıyor.
Fenerbahçe Spor Kulübü Kongre Üyesi, Beylerbeyi Rotary Kulübü Üyesi, Değer Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi.
2001 yılından bu yana kendisi gibi Turizmci Berra Barım ile evli.