sevim.gullu@istanbul.edu.tr
Ankara’da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesinde doktora eğitimini tamamlamış olup, aynı üniversitede Spor Bilimleri Doçenti olarak görevine devam etmekte.
“Sporda Örgütsel Bağlılık ve İletişim” adlı bir bilimsel kitap ile “Fair Play” adlı bir ders kitabı mevcut.
TMOK Üyesi, TMOK Fair Play Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Avrupa Fair Play Birliği Bilim Kurulu Üyesi. Avrupa Fair Play Birliği Fair Play Şeref Diploması Ödülü sahibi.
Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz… Toplumda her kötü olay geleceğimiz, gençlerimiz, ve çocuklarımız adına had safhada kaygı uyandırıyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin temelinde, güçlü olanın güçsüz olan üzerinde gücünü rahatlıkla kullanabileceği şuursuzluğunun yerleşmiş olması yatar. İlgili kurumların ve makamların; her türlü şiddeti ve zorbalığı engellemek için yaptırımları güçlendirmesi, cezaları ve denetimleri arttırması gerekiyor.
Tüm kurumlarda ve sosyal yaşamda negatif davranışları önlemenin yanı sıra pozitif davranışları çoğaltmak da başlıca hedefler arasında olmalıdır. Çekirdek düzeyde de yapılacaklar var… İnsanın yaşamı boyunca; meslek, cinsiyet, maddi durum, konum ve yaştan bağımsız olarak yapabileceği en anlamlı şey, “iyi insan olma çabası” dır. Bu döngüye çoğu zaman aslında farkında olmadan dahil oluyoruz; kimi zaman ihtiyaç sahibi birine yardım ederek, kimi zaman bir çocuk yere düştüğünde elinden tutup kaldırarak, kimi zaman ise sokakta bir kediyi besleyerek… İnsanın bunları bilinçli, amaçlı, hedefli hale dönüştürme yeteneği ve özellikle iradesi vardır. Bireysel bazdaki davranışlarınızı lütfen azımsamayın; zira toplum bireylerden oluşur ve her bir bireyin davranışı kollektif bir yönelime dönüşür.
Fair play yabancı kökenli bir sözcük olsa da güzel ahlak, saygı, hoşgörü, erdemlilik ve nezaket temelli bu kavramın Türk insanının kodlarında zaten var olduğunu hatırlatmak isterim. Kadim öğretilerimizi canladırmamız ve sürdürmemiz gerekiyor. Türk toplumu temel etik ve ahlaki değerlere bağlılık konusunda eski ve köklü tarihsel geçmişe sahiptir. Orta Asya’da Türk kadınlarının toplumda ve devlet yönetiminde erkeklerle eş düzeyde haklara sahip olması “eşitlik” ilkesini benimsediğimizin en önemli göstergelerindendir. Hoca Ahmet Yesevi, Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi önemli düşünüş önderlerinin “birlik, beraberlik, saygı, hoşgörü, insan sevgisi, dayanışma” çağrıları Anadolu’da karşılık bulmuştur. 13. Yüzyılda Ahi Evran tarafından kurulan “Ahilik Teşkilatı” bir esnaf dayanışma teşkilâtı olmasının yanında; Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan; onları özellikle ahlaki yönden yetiştiren; çalışma yaşamını iyi insan olma ilkelerini esas alarak düzenleyen toplumsal işlevi yüksek olan çok önemli bir örgütlenmedir. Ahilik sisteminde yer alan kişiler dürüst, güvenilir, cömert, tevazu sahibi, doğru yolu gösteren, affedici özelliklere sahiptir.
Türklerin ahlak temelli bu anlayışları spora da yansımıştır. Dünya tarihinde spor karşılaşmalarının bir kısmı seyir zevki uğruna kanlı yapılırdı, sağ kalan kişi kazanmış sayılırdı. Eski Türklerdeki spor anlayışında ise insancıllık ağır basardı ve ölümler ancak kaza sonucu ortaya çıkardı. Rakibini ezmek, küçük düşürmek yerine rakibin üstün olduğu tarafları ön plana çıkarmak amaçlanırdı. Eski Türklerde örneğin cirit sporunda, oyun bitince oyuncular alanda karşılıklı olarak dizilir, hakem kurulundan bir görevli öne doğru çıkarak günün anlam ve önemini belirtir, oyun sırasında görülen eksiklikleri, yanlış tutum ve davranışları anlatır, olumlu hareketlerde bulunanları över, galip gelen tarafı ve skoru açıklar; ayrıca günün başarılı ciritçisini söyler ve oyuncuları tebrik ederdi.
Bizlerin çabası her ortamda, her türden ilişki ve her seviyeden iletişimde; bu duygu, düşünce ve davranış kalıplarını yeniden canlandırmak ve parlatmak yönünde olmalıdır. Çevrenizde tanık olduğunuz güzel olayları sosyal medya hesaplarınızda paylaşın, çevrenize anlatın… Yaydığınız duygular ve davranışlar pozitif olanlar olsun… Özellikle yaşı sizden küçükler sizi örnek alacaklardır.
Fair Play Ödülleri tam da bu amaca hizmet için ihdas edilmiştir. İyi, doğru ve güzel olanı ne kadar çok görür, duyar ve yaygınlaştırmaya çalışırsak toplumun daha iyiye evrilmesi için bizler de önemli birer katkı sağlamış oluruz. Ödüle aday göstermek istediğiniz kişi ve kurumları fotoğraf-video gibi ekleriyle beraber Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi web sayfasındaki formu (https://api.olimpiyat.org.tr/upload/Fair_Play/2023_fairplay_aday_formu.pdf) doldurarak lütfen komisyonumuza bildirin. Ödül adaylarınızın sporla ilgili olması şart değil, toplumsal içerikli de olabilir. Spor temalı ödül adayları sportif davranış, kariyer ve tanıtım dallarında; sosyal içerikli olanlar ise toplumsal ödül kategorisinde değerlendirilmektedir.
Daha temiz bir toplum ve spor için iyiye, doğruya, güzele…
Ankara’da dünyaya geldi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Gazi Üniversitesi Spor Yönetim Bilimleri Yüksek Lisans yaptı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Spor Bilimleri Fakültesinde doktora eğitimini tamamlamış olup, aynı üniversitede Spor Bilimleri Doçenti olarak görevine devam etmekte.
“Sporda Örgütsel Bağlılık ve İletişim” adlı bir bilimsel kitap ile “Fair Play” adlı bir ders kitabı mevcut.
TMOK Üyesi, TMOK Fair Play Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Avrupa Fair Play Birliği Bilim Kurulu Üyesi. Avrupa Fair Play Birliği Fair Play Şeref Diploması Ödülü sahibi.