1959 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu. Türkiye’nin ilk kamuoyu araştırma şirketlerinden olan Bileşim İnternational’ın, ilk reklam araştırmaları şirketi Bileşim Medya’nın ve ilk TV rating ölçüm şirketi AGB Anadolu’nun kurucusu. Çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Darüşşafaka Cemiyeti, Darüşşafaka Spor Kulübü, Darüşşafakalılar Derneği ve Beşiktaş Jimnastik Kulübünde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. TMOK’da Filateli ve Numismatik Komisyonu Başkanlığı yaptı.
Bir takım nasıl transfer yapar, en basit haliyle anlatayım:
Önce oyun şablonunu belirler. Sonra da bu oyun şablonunda eksik olan mevkilere uygun oyuncu arayışına girer. Buna kadro planlaması denir… Ayrıca dünyanın önde gelen kulüpleri, bu oyun şablonu ve kadro planlamasını tüm alt yapı takımlarına da birer bir uygularlar. Yoksa 17 yaşındaki Lamine Yamal gibi bir oyuncu, Barcelona gibi bir kulüpte bu kadar kısa zamanda uyum sağlayabilir mi?
Oyuncu arayışını da yöneticiler değil, scout ekibi yapar ve teknik heyete alternatifleri sunar. Teknik heyet uygun gördüklerini yönetime iletir ve yönetim bütçesine uygun olanlar için devreye girer.
Peki bizde böyle mi oluyor?
Beşiktaş yönetimi, transferleri hangi kadro planlamasına göre yaptığını açıklamak zorundadır. Alınan futbolcuların hangi scout ekibi tarafından izlendiğini, izleme raporlarını, teknik heyetin bu transferlere onay verip vermediğini açıklasınlar, biz de bilelim.
Daha açık sorayım; takımda 6 ve 8 numara oynayan Onana, Al-Musrati, Salih, Gedson, Chamberlain, Zaynutdinov, Hadziahmetoviç, Demir Ege Tıknaz varken, Demir Ege ve Hadziahmetoviç’i yollayıp, Cher Ndour ve J. Mario’yu transfer etmenin mantığı nedir? Bu ikisinin yerine 2 kanat oyuncusu almak daha mantıklı olmaz mıydı?
Immobile’yi birinci forvet olarak aldılar, diyecek bir şeyim yok. Ancak şampiyonluğa adayım diyen takımın ikinci forveti 17 yaşındaki Hekimoğlu olur mu? Hoca zaten Semih’i santrafor olarak düşünmüyor. Hatta sol açık olarak bile taraftar baskısı ile oynatıyor.
Başkan Hasan Arat, seçim propagandalarında, “Beşiktaş 3 sezondur Kasım’da lige havlu atıyor. Harcanan paraya bakılınca bu kabul edilemez. Beşiktaş bunu hak etmiyor” demişti.
Divan Kurulu toplantılarında yaptıkları sunumda, geçmiş yönetimin 30 oyuncuya 35 milyon Euro maaş verdiğini, kendilerinin ise oyuncu sayısını 28’e indirdiklerini ve oyuncu maaşlarının 42 milyon Euro’ya çıkardıklarını, ‘bu 7 milyon Euro farkla yarattığımız takıma bakın’ deyip, GS ile oynanan Süper Kupa finalindeki golleri izlettirmişlerdi.
Hem daha az futbolcuya geçmiş yönetimden 7 milyon Euro fazla maaş ödeyeceksin hem de ligin 11.haftasında, (yine Kasım ayında) havlu atacaksın. Çok merak ediyorum; gelinen durumu nasıl izah edecekler?
Hoca ile ilgili de söyleyeceklerim var; onları da bir sonraki yazıya bırakıyorum.
NOT: Bu yazıdan kimse ANÇ yönetimini desteklediğim sonucu çıkarmasın. Herkes kendisini avuçları patlarcasına alkışlarken ben en şiddetli şekilde eleştiriyordum. Yazılarım halen arşivdedir.
1959 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu. Türkiye’nin ilk kamuoyu araştırma şirketlerinden olan Bileşim İnternational’ın, ilk reklam araştırmaları şirketi Bileşim Medya’nın ve ilk TV rating ölçüm şirketi AGB Anadolu’nun kurucusu. Çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Darüşşafaka Cemiyeti, Darüşşafaka Spor Kulübü, Darüşşafakalılar Derneği ve Beşiktaş Jimnastik Kulübünde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. TMOK’da Filateli ve Numismatik Komisyonu Başkanlığı yaptı.