Betpasgiris.vip restbetgiris.co betpastakip.com restbet.com betpas.com restbettakip.com güvenilir casino siteleri casino siteleri deneme bonusu deneme bonusu nakliyat
Bu yazıda, Türklerde güreşin ata ve millî sporlarımızdan olduğu ve 1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunlarındaki Başarısı anlatılacaktır.
Türklerde güreş ata ve millî sporlarımızdan olup kültürel miraslarımızdandır. Ata ve millî sporumuz güreşin, son zamanlarda gittikçe artan bir şekilde bütün kültür unsurlarının ve sportif elemanlarının rencide edildiği, etik erozyona uğratıldığı ve tahrip edildiği görülmektedir.
Türk spor tarihine bakıldığında; Türk güreşçilerinin 1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’nda çok önemli başarılar elde ettiği görülür. 14. Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye, serbest stilde takım halinde 40 puanla ezici bir üstünlükle şampiyon olurken, 4 altın ve 2 gümüş madalya kazanır. Grekoromen stilde ise; 27 puanla takım halinde ikinci olurken, 2 altın, 2 gümüş ve 1 bronz madalyanın sahibi olur. Türkiye güreşte kazandığı bu başarı ile dünyada hem serbest stilde hem de grekoromen stilde ilk akla gelen ülkelerden olmuştur.
Londra Olimpiyatları’nda dereceye giren Türk güreşçileri şunlardır:
Serbest stil güreşte: 52 kg Halit Balamir 2., 57 kg Nasuh Akar 1., 62 kg Gazanfer Bilge 1., 67 kg Celâl Atik 1., 73 kg Yaşar Doğu 1., 79 kg Adil Can- demir 2., 87 kg Muharrem Candaş 4., Ağır Sadık Esen 4.
Grekoromen stil güreşte: 52 kg Kenan Olcay 2., 57 kg Halil Kaya 3., 62 kg Mehmet Oktav 1., 67 kg Ahmet Şenol 6., 73 kg Ali Özdemir sakatlandı, 79 kg Muhlis Tayfur 2., 87 kg Mustafa Çakmak 8., Ağır Ahmet Kireççi 1.
Atletizmde “üç adım atlama”da Ruhi Sarıalp 15.025 m’lik derecesiyle güreşçilerden sonra bronz madalya alan ilk atlet oldu. Türkiye’de henüz büyük başarıların olmadığı atletizm branşında, Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü öğrencisi olan Ruhi Sarıalp’in Olimpiyat üçüncülüğü kazanmış olması, Türk atletizmi için büyük bir başarıdır.
Türk güreşçilerinin 1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’daki başarıları Avrupa’daki gazetelerde ‘Neredeyse Türk millî marşını ezberleyeceğiz’ başlıkları şeklinde yer aldı. Türkün gücünün spor alanlarında dünyaya gösterilmesi 1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları ile olmuştur. Bu zaferle, senelerdir yapamadığımız propagandamızı 1948 Londra Yaz Olimpiyat Olimpiyatları’nda güreşçilerimiz yapmıştır. Londra Olimpiyatları, Türk güreşçilerini bütün dünyaya açan bir pencere olmuştur.
Yine 1960 Roma Yaz Olimpiyat Oyunlarında Türkiye sadece güreş branşında, 7 altın ve 2 gümüş madalya alarak, yaz olimpiyat oyunlarında en çok altın madalya kazandığı oyunlar olmuştur.
1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’nda kâbiliyetli güreşçilerin gösterdiği üstün başarı, ata ve millî spor kültürümüzün modern minder güreşinde başarıya dönüştürülmesi açısından oldukça önemlidir. Burada da görüldüğü gibi kökü milletin geçmişinden gelerek yapılan ve ilerisi için çok hayırlı bir işaret olarak kabul edilmelidir.
Kahramanlık, Türk milletinin sembolüdür ve bu kudret bize ecdadın mirasıdır. Biz de onlara lâyık bir millet olduğumuzu gösterdik ve bütün davanın özünü, ruh ve manasını anlayarak hararetli ve heyecanlı girişlerle dünya milletlerinin sırtlarını ayrı ayrı yere getirdik. Hemen ilâve edelim ki, Wembley’i dolduran halk tabakaları ve hiçbir olimpiyat, arka arkaya Türk millî marşını dinlememişti. Bu kahramanlık ve üstünlüğün manasını derinden görmek oldukça önemlidir.
Londra zaferi, kahraman güreşçilerin beş on kuvvetli dünya pehlivanını yenmesi demek değildir. Bu şanlı, şerefli neticeler, tarih boyunca Türk milletinin neler yaptığını, neler yapacağını, Türk gibi kuvvetli sözüyle neler yaratacağımızı ve bütünlüğümüzü göstermesi itibariyle daha dikkate şayandır. Ve hemen ilâve edelim ki, hiçbir millet genişleme, yayılma, kalkınma imkânlarını bu derecede gösterememiştir.
1948 Londra Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Olimpiyat şampiyonu olmak her amatör sporcunun gayesidir. Olimpiyatlarda kazanılan bu şampiyonluklar yalnız güreşçilere ait bir başarı değil, onların mensup olduğu Türk milleti için de bir şereftir. Şampiyon güreşçiler, Türk’ün gücünü bütün dünyaya tanıtarak Türk bayrağını şeref direğinde çektirip, İstiklâl Marşını dinletmişlerdir. Koca Yusufların, Kurtdereli Mehmet Pehlivanların, Kara Ahmetlerin çocukları olduklarını, bir kez daha dünyaya ispat ederek, isimleri spor tarihine geçen şampiyonlar, nesillerden nesillere yâdedilerek anılacaktır.
Ata ve millî sporumuz güreşin, dünyadaki gerçek yerini alabilmesi için; bize ait antrenörlerle ve bize ait güreşçilerle şampiyon olmak hedeflenmelidir. Bunun için sorumlu kurumların “Türk Güreş Ekolü”nü acilen bilimsel yöntemleri de kullanarak köklü değişiklerle canlandırması gerekmektedir…
