“Osmanlı Devleti’nde Spor” kitabını yazmanın zorluğu, Mehmet Âtıf Kahraman’ı yıldırmamıştır. Eğer kendisi yazmazsa o güne kadar kimsenin yazmadığı Osmanlı Devleti’nde yapılan sporları kim bilir kendisi öldükten kaç sene sonra yazılacaktır. Yazacak olanlar da acaba Kahraman’ın düşündüğü gibi gerçekleri mi yansıtacak, yoksa Murat Sertoğlu, Tevfik Pars Pire Mehmetoğlu, Sami Karayel, Celal Davut Arıbal ve Eşref Şefik Atabey’in yazdıkları gibi roman veya tefrika şeklinde birinci temel kaynaklara ve belgelere dayanmayan yazılar mı olacaktır. Gerçek belge ve kaynaklara dayanmadan yazılan yazılar nasıl olur da bizi bizden iyi tanımayan batı ülkelerine; işte bizim spor tarihimiz… diyebilirdik?
Bütün bu nedenlerden dolayıdır ki; yukarıda isimlerini verilen yazarların kitap ve tefrikaları gelecek kuşaklar tarafından temel kaynak olarak alınırsa, spor tarihimiz tamamen içinden çıkılmaz bir duruma girecektir. Bu tür birinci temel kaynak ve belgelere dayanmayan yazılara karşılık dört eser var ki bu dört eser ciddî araştırma yapılarak az da olsa gerçek konuları içerecek şekilde kitap haline getirilmişlerdir. Bu dört eserden birincisi; Merhum Halim Baki Kunter’in, 1938 yılında yayımlanan “Eski Türk Sporları Üzerine Araştırmalar” isimli eseridir (Kunter,1938, s.1-72). İkincisi, Dr. Orhan Koloğlu’nun 1972 yılında yayımlanan “Türk Güreşi Dünya Minderlerini Titreten Müthiş Türkler, Batı Kaynaklarına Göre Türk Güreşçilerinin Avrupa ve Amerika Güreşleri”, isimli eseridir (Koloğlu, 1972, s.1-368). Üçüncüsü; Doç.Dr. Ünsal Yücel’in 1999 yılında yayımlanan “Türk Okçuluğu” isimli eseridir (Yücel,1999, s.1-446). Dördüncüsü ise; Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Prof. Dr. Uğur Ünal’ın (Sayın Hocam şu anda Gazi Üniversitesi Rektörüdür) Proje Yöneticisi olarak 2018 yılında “Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’daSpor” adlı eseri hazırlattırarak yayımlanmasını sağlamıştır ( Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Spor, 2018).
Ama ne yazık ki bu değerli ilk üç yazar eserlerinde Osmanlı Devleti’ndeki sporları ve sporcularını tüm olarak ele alamamışlardır. Dördüncü eser ise, Prof. Dr. Uğur Ünal’ın Proje Yöneticisi olarak “Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’daSpor” adlı 2018’de hazırlattığı eser ise Osmanlı Devleti’nde spor ve sporculuğa ilişkin seçilmiş arşiv belgelerini içeren alana önemli katkı sağlayan kıymetli bir çalışmadır. Kahraman’ı, “Osmanlı Devleti’nde Spor” tarihini yazmaya iten bir başka neden de; Paris’te 1989 Temmuz ayında Paris’te Bibliotheque Nationale ile Centre National d’Art et de Culture Georges-Pompidou’da araştırma yaparken sporla ilgili bölümlerinde Türk spor tarihi ile ilgili Latin harfleriyle yazılmış bir tek kitabın bulunmadığını görmesidir. Bibliotheque Nationale’nin “Supplement Turk” bölümünde 225 numarayla kayıtlı Kemankeş Pirizrenli Mustafa’nın Kavsname’sinin el yazısı ile kopya edilmiş bir yazma nüshasından başka kitap görememiştir. Batılı spor yazarları, genellikle Antik Yunanlılar’ı sporun kaynağı olarak gösteren kitaplar yazmışlar, Türk milletini sporda da geri görmek ve görmezden gelmek yargısından maalesef kendilerini alıkoyamamışlardır. Mehmet Âtıf Kahraman, yabancılara kendimizi ve spor kültürümüzü gerçek yönüyle tanıtabilmek için hiç olmazsa yakın tarihimiz olan Osmanlı Devleti’nin spor tarihini yazmayı uygun görür. Hem Osmanlı Dönemini yabancılar da eserlerinde yazarak gravür ve resimlerle belgelemişlerdir. İtiraz etmeleri asla mümkün olamayacaktır. Bu duygularla cesareti artar ve bunu kendisine millî bir görev kabul eder.
Kahraman’ı böyle büyük bir sorumluluk taşıyan bir kitap yazmaya iten başka bir neden de; Alman tarihçisi Hans-Peter Laqueur’in yazmış olduğu “Zur Kulturgeschichtlichen Stellung Des Türkischen Ringkampfs Einst Und Jetzt,Verlag Peter D. Lang GMBH, Frankfurt am Main, 1979 (Türk Güreşi Kültürünün Geçmişi ve Bu Günü) isimli eseridir (Laqueur, 1979).
Hans-Peter Laqueur’u tanıması ve bu eserinin yazılmış olduğunu öğrenmesi şöyle olur; Kahraman, Cumhuriyete Kadar Türk Güreşi’ isimli eserini hazırlarken, araştırma yapmak için İstanbul’la giderdi. Yine 15-26 Kasım 1979 tarihileri arasında İstanbul’da araştırma yapmaktadır. Bir gün Topkapı Sarayı Müzesi’ne gider ve Müze’nin arşivinde bulunan Sultan III. Selim’in “Ruznamesi”ni inceler ve eserdeki sporla ilgili bölümleri yazar. Arşivde, Ülkü Altındağ, daha önceki yıllarda Mehmet Âtıf Kahraman araştırma yaptığı için Kahraman’ı tanımaktadır. Altındağ, bir gün Kahraman’a;“-Âtıf Bey, spor tarihimiz konusunda ciddî araştırma yapan yalnız siz varsınız. Ama buraya 1976-1978 yıllarında bir Alman gelip güreş tarihimiz konusunda araştırma yaptı. İsterseniz onun incelediği belgeleri de getireyim, bir görünüz” der. Kahraman, getirdiği belgeleri inceleyerek memnun olur. Sonra yine Ülkü Hanım Kahraman’a;“-Âtıf Bey bu Alman 1979 Türkoloji Kongresi’ne de bildiri sundu ve Başbakanlık Arşivi’nde de araştırma yaptı. Bir kere de oraya gidin ve mektuplaşmak isterseniz, size Almanya’daki adresini de vereyim..” diyerek Laqueur’un adresini verir.
O gün, Kahraman, Hünername’den bazı fotoğrafların kopyalarını istemiştir. Onlar akşama doğru hazırlanacağı için Başbakanlık Arşivi’ne gider. Müdür Mithat Sertoğlu, Murat Sertoğlu’nun ağabeyi olup değerli bir tarihçidir. O günlerde Mithat Sertoğlu emekli olmuş yerine genç birisi bakmaktadır. Ona kim olduğunu, niçin geldiğini anlatır. Bir Türk yazarının spor tarihimiz konusunda ciddi kitap yazmak isteyişine o da sevinir ve hemen Hans Peter Laqueur’un incelediği iki belgeyi getirip gösterir (BOA Kâmil Kepeci, 209 Mühimme Def. No.4,23,35,60). Topkapı Sarayı’nda işi bittikten sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi binasındaki kütüphaneye gider. Ne yazık ki yetkililer, 1979 yılında Türkoloji Kongresi’nde sunulan bildirilerin henüz yayımlanmadığını söylerler.
Kahraman, Ankara’ya dönünce ilk işi Almanya’daki Hans-Peter Laqueur’a 20 Aralık 1979 tarihinde bir mektup yazarak Türk güreşi ile ilgilendiği için teşekkür edip kitabını yayımlayıp yayımlanmadığını sorar. Laqueur, 27 Ocak 1980 tarihli mektubunda kitabını Frankfurt’da yayımlandığını bildirerek, Mehmet Âtıf Kahraman’ın “Sultan Mahmud’un Baş Pehlivanları” / “Huzur Güreşleri” isimli kitabından da yararlandığını yazmaktadır. Ancak, kitabından bir adet göndermesini beklerken, göndermediği gibi Türkiye’ye gelirse Mehmet Âtıf Kahraman’ın arşivinden yararlanıp yararlanmayacağını sormaktadır. Mehmet Âtıf Kahraman, Laqueur’un bu mektubuna cevap vermez ve Laqueur ile de daha sonra karşılaşmaz.
Kahraman, Laquuer’in kitabını çok merak etmektedir. Oğlu Oğuz ile Köln’deki Spor Enstitüsü’ne giderek fişlerden yazdığı kitabı bulur (Köln Spor Enstitüsü Kütüphanesi, Fiş No:42504) ve fotokopisini alır. Hans-Peter, Tükçeyi, babası İstanbul’da konsoluslukta görevliyken öğrenmiş. Hans’ın bu kitabındaki kaynak listesine bakılırsa çok geniş bir araştırma yaptığı hemen anlaşılıyordu. Ancak başvurduğu kaynaklar arasında Mehmet Âtıf Kahraman’ın kaynak göstermeye uygun görmediği kitaplar da vardır. Bunlardan ne derece yararlanmıştı. Kendisi de güreşçi olmadığı için doğruyu eğriyi ayırabilmiş mi, o da kitabının çevirisi yapılırsa anlaşılacaktı. Bir Alman’ın Türklerin güreş sporu ile ilgili bir eser yazması,
Mehmet Âtıf Kahraman’ı daha da hırslandırmıştır.
Mehmet Âtıf Kahraman’ın, Osmanlı Devleti’nde Spor’u yazmaya karar verişinin bir başka nedeni de şu idi: Kahraman, güreş tarihimizle ilgilenmeye başladığı zaman Spor Akademileri henüz açılmamıştır. Eğitim Enstitüleri’nin Beden Eğitimi Bölümleri’nde beden eğitimi öğretmeni yetiştiriliyordu. Kahraman, Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümü’ne giderek öğrencilere okutulan “Beden Eğitimi ve Spor Tarihi” dersini merak eder. Okula giderek araştırdığında görür ki Cemal Alpman’ın “Eğitimin Bütünlüğü İçinde Beden Eğitimi ve Çağlar Boyunca Gelişimi” isimli kitabı okutulmaktadır (Alpman,1972, s.1-242).
Cemal Alpman, genel beden eğitimi ve spor tarihine ait bilgileri içeren bu kitabını Almancadan tercümeler yaparak hazırlamış ve kitabın 28-35’inci sayfaları arasındaki 8 sayfalık kısmını da Türk spor tarihine ayırmıştır. Alpman’ın kitabında Türklerde yapılan sporlara kısaca değinmesinin nedeni; Türk sporlarının tarihî derinliklerine götürülerek anlatılması konusunun belgelere dayandırılarak ve büyük bir araştırma yapılarak yazılması gerektiğini düşünmüş olmasıdır. Alpman, kendisini bu konuda yeterli görmemiş ve Türk spor tarihini bu sahanın uzmanlarına bırakmıştır (Güven, görüşme, 8.7.1995).
Kaynaklar
Alpman, Cemal, Eğitimin Bütünlüğü İçinde Beden Eğitimi ve Çağlar Boyunca Gelişimi, T.C. Gençlik ve Spor bakanlığı Eğitim Genel Müdürlüğü Yayınları:1, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1972,s.1-242.
Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı’da Spor, Proje yöneticisi: Prof.Dr. Uğur Ünal, Proje sorumluları: Muhammet Ahmet Tokdemir, Cevat Ekici, Ahmet Özkılınç; Yayına Hazırlayanlar: Kemal Gurulkan, Yılmaz Karaca, Ersin Kırca, Mehmet Selim Temel, Selim Ümit, Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı, Yayın No:1, (İstanbul: Seçkin Ofset), 2018, s.532.
BOA Başbakanlık Osmanlı Arşivi Kâmil Kepeci fonu, 209 Numaralı Mühimme Defteri. No.4, 23, 35, 60.
Güven, Özbay, Cemal Alpman ile 8.7.1995 tarihinde Ankara’da yaptığı görüşme.
Koloğlu, Orhan, Türk Güreşi Dünya Minderlerini Titreten Müthiş Türkler, Batı Kaynaklarına Göre Türk Güreşçilerinin Avrupa ve Amerika Güreşleri, Yavuz Yayınları No:1, İstanbul, 1972, s.1-368.
Köln Spor Enstitüsü Kütüphanesi, Fiş No:42504.
Kunter, H. Baki, Eski Türk Sporları Üzerine Araştırmalar, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul, 1938, s.1-72.
Laqueur, Hans-Peter’in, Zur Kulturgeschichtlichen Stellung Des Türkischen Ringkampfs Einst Und Jetzt, Verlag Peter D. Lang GMBH, Frankfurt am Main, 1979.
Yücel, Ünsal, Türk Okçuluğu, Atatürk Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını:182, Ankara, 1999, s.1+XİX,1-446+Resimler 1+134.