rcengiz1965@gmail.com01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.
Futbol, Johan Cruyff’un dediği gibi “basit bir oyundur” ama basit bir tekrarlama oyunu değildir. Gol atamadın bir daha, olmadı bir daha…
Basit gibi görünen bir oyunda en zor işin oyunu basit oynamak ve duygudaşlık olduğunu bilmek gerekiyor.
Einstein’in dediği gibi “Her şey basit olmalıdır, ne fazla ne eksik, gerektiği kadar.” Aksi durumda, “düşünmeden, anlamadan, bilmeden veya hissetmeden” galibiyet isteğini “papağan” gibi tekrarlamak “içi boş bir davul” gibi ses çıkarmak gürültüden başka bir işe yaramaz.
*
Milli takımda, oyun anlayışımız oyuncuların sahip olduğu temel özelliklere göre yapılandırdığımız zaman iyi futbol oynuyoruz. Oyuncularımız, izleyenlere yaptıklarının anlamını mesaj olarak veriyorlar. Örneğin, Arda Güler’in hayal gücüyle atılmış bir pasına, Kerem’in kas kuvvetiyle değil ustaca dokunması, Andrea Pirlo’nun “Futbol, ayakla değil kafayla oynanır. Ayaklar sadece araçtır” sözünü haklı çıkarıyor.
Teknik direktörler, Arda’ya “ne yapacağını söyleyebilirler, ama ne düşüneceğini asla!”
Arda “yaptığı” ile “yapması gerektiği” arasındaki farkı biliyor. Bu nedenle futbolu gelişiyor. Arşimet’in ‘Bana bir dayanak noktası verin, size dünyayı hareket ettireyim’ sözüne nazire yapan Arda: ‘Bana bir top verin, size dünyanın yeteneğini göstereyim’ der gibi futbol oynuyor.
*
Kerem Aktürkoğlu’nun rahat futbol oynamasını sağlayan beyninin öncelik ve planlamadan sorumlu bölgesinin üzerindeki yük kalkmış görünüyor!
Kerem; yetenek ve becerilerini ve açığa çıkaran bir oyun anlayışı ile oynadı, ‘eğer böyle devam ederse, bu iş olacak’ dedirtiyor.
*
Kaptan Hakan Çalhanoğlu takımda güçlü bir karakter olduğunu gösteriyor. Karakter oksijen gibidir, ancak yokluğunda fark edilir. Hakan, varlığında eleştirilse de yokluğunda “yapılması gereken bir şeyler var” dedirtiyor.
*
Milli takım geniş kadrosunda olup takımlarında forma bulma şansı olamayan ‘ne olacak’ dediğimiz futbolcular; Altay, Bertuğ Yıldırım, Cengiz Ünder, İrfan Can Kahveci, Melih Demiray, Oğuz Aydın, Salih Uçan, Samet, Yunus Akgün ve Yusuf Yazıcı’nın kariyer planlamasının menajerlere bırakılmadan, Türk futbolu adına yönetilmesi gerekiyor.
01.06.1965 Diyarbakır doğumlu. Lisans, Yüksek lisans ve Doktora eğitimini: Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor A.B.D.’da tamamladı.
Ulusal ve uluslararası bilimsel Kongre ve Sempozyumlarda 84 bildirisi bulunmaktadır.
Ulusal ve uluslararası spor bilimleri dergilerinde 45 yayınlanmış makalesi yer almıştır.
“O Küçe Senin Bu Küçe Benim”, “Kulübümüz Köklü, Camiamız Büyük Allah Kerim”, “Köşeli Yazılar”, “Top Patladı Şimdi Onarma Zamanı”, “İletişim”, “Sporda İletişim”, “Futbolda Yıldırma” ve “Her Sorun Futbola Gol Oluyor” kitaplarını yazdı.
TBMM ve bazı bakanlıklarda çeşitli komisyonlarda görev aldı.
Birçok ödül sahibi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan yazar evli ve iki çocuk babası.